
Nöralterapinin etkisi ne kadar sürer?
Nöralterapi, vücudun otonom ya da vejatatif sinir sistemi ile biyolojik regülasyon mekanizmalarına etki ederek ağrı, iltihaplanma ve fonksiyon bozukluklarını gidermeyi hedefleyen etkili bir tedavi yöntemidir.
Nöralterapinin etkisinin ortaya çıkma süresi ve kalıcılığı, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Öncelikle, burada doğru terim "nöral terapi" değil "nöralterapi" şeklindedir.
Nöralterapinin Etkisi Ne Zaman Hissedilir?
1- Anında Etki: Nöralterapide uygulanan lokal anestezikler (örneğin prokain veya lidokain), sinir sistemi üzerinde hızlı bir etki oluşturabilir. Bu durum, genellikle ağrı, spazm veya gerginlik hissinin hafiflemesi şeklinde kendini gösterir. Lokal anesteziklerin etkisi kısa sürelidir (yaklaşık 20-60 dakika), ancak bu süre içinde otonom sinir sistemi üzerindeki düzenleyici etkileri daha uzun süre devam edebilir.
2- Gecikmeli Etki:Eğer bağ dokusunda toksin birikimi, inflamasyon veya bozucu alanlar (örneğin yara izleri ya da eski enfeksiyon izleri) mevcutsa, nöralterapinin etkileri daha geç ortaya çıkabilir. Enjeksiyonun ardından iyileşme süreci genellikle 1 ila 3 gün içinde başlar ve bu süreçte etkiler kademeli olarak kendini göstermeye devam eder. Dokuların toksinlerden arınması ve sinir sisteminin yeniden düzenlenmesi için bir süre geçmesi gerekebilir.
Nöralterapinin Etki Süresini Belirleyen Faktörler
Nöralterapinin etkisinin süresi, çeşitli unsurlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir:
1- Kullanılan Lokal Anestezik Türü:
- Prokain: Hızlı etki eder ve kısa süreli etkisi bulunur. Ancak, otonom sinir sistemi üzerinde kuvvetli bir düzenleyici etkiye sahiptir.
- Lidokain: Prokaine kıyasla etkisi daha uzun sürebilir, ancak düzenleyici etkisi prokain kadar güçlü değildir.
2-Otonom Sinir Sistemi Düzenlemesi:
Nöralterapinin temel etkisi, kullanılan ilacın kendisinden ziyade otonom sinir sistemi üzerindeki düzenleme işlevi aracılığıyla ortaya çıkar. Bu yaklaşım, sempatik ve parasempatik sinir sistemi arasındaki dengenin yeniden kazanılmasını sağlar.
Bu nedenle, tedavi sırasında elde edilen etkiler yalnızca lokal anesteziklerin etkisine dayalı değildir; aynı zamanda sinir sistemi üzerinde yaratılan düzenleyici etki nedeniyle oluşur.
3-Hastalığın Türü ve Süresi:
Akut Durumlar: Akut ağrı ya da semptomlarda nöralterapi genellikle hızlı ve belirgin bir şekilde etkisini gösterir.
Kronik Durumlar: Uzun süreli ağrılar veya kronik hastalıklarda, etkinin ortaya çıkması ve kalıcı hale gelmesi için daha fazla seans uygulanması gerekebilir.
4-Bozucu Alanların Varlığı:
Vücutta yara dokuları, diş enfeksiyonları ya da geçmişte yaşanan travmalar gibi bozucu alanlar bulunuyorsa, bunların etkisiyle tedaviye verilen yanıt gecikebilir ya da iyileşme süreci daha uzun sürebilir.
Etkilerin Süresi
Kısa Vadeli Etkiler: Lokal anesteziklerin etkisi, enjeksiyondan hemen sonra ortaya çıkar ve genellikle birkaç saat içinde hissedilir. Bu süre sınırlı olsa da, sinir sistemi üzerinde başlatılan düzenleyici süreç bu esnada devam eder.
Uzun Vadeli Etkiler: Nöralterapi, yalnızca semptomların azalmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sinir sistemi ve dokuların kendini yeniden yapılandırmasına olanak tanır. Uygun bir tedavi programıyla bu etkiler, uzun vadeli bir iyileşme sürecine dönüşebilir.
Yanıtın Kalıcılığı: Tedavi sırasında bozucu alanlar tamamen ortadan kaldırıldıysa, sağlanan etkiler genellikle kalıcı olur.
Nöralterapi Seanslarının Planlanması
İlk Seans: İlk enjeksiyon sonrasında hastanın semptomlarında hızlı bir rahatlama yaşanıp yaşanmadığı dikkatle değerlendirilir.
Üç Seans Kuralı: Genellikle üç seanslık bir değerlendirme dönemi tavsiye edilir. Bu süreçte semptomlarda belirgin bir iyileşme gözlemlenirse, tedaviye devam edilmesi uygun görülür.
Tedavi Süresi: Semptomların yaklaşık %50 oranında azaldığı fark edilirse, toplamda 5-6 seans içerisinde tedavinin tamamlanabileceği öngörülür.
Sonuç
Nöralterapinin etkisi, uygulanan tedaviye bağlı olarak bazen anında görülebilir, bazen de toksin birikimi ya da dokuların genel durumu nedeniyle birkaç gün içinde ortaya çıkabilir. Tedavinin başarısı, sadece lokal anesteziklerin etkisinden ziyade otonom sinir sistemi üzerindeki düzenlemenin sağlanmasıyla ilişkilidir. Nöralterapi, doğru bir teşhis ve bireye özel düzenlenmiş bir tedavi planıyla uygulandığında hem kısa vadeli rahatlama hem de uzun vadeli iyileşme sunabilir.
Tedavi sürecinde hasta düzenli olarak izlenmeli ve tedavi planı ihtiyaçlara göre güncellenmelidir. Bu yaklaşım, nöralterapinin etkinliğini en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olabilir. Daha detaylı bilgi için Hüseyin Nazlıkul’un “Nöralterapi: Başka Bir Tedavi Mümkün – Destek Yayınlar” ya da “Nöralterapi – Nobel Kitabevleri” eserlerine göz atabilirsiniz.
Dr. Hüseyin Nazlikul
IFMANT ve BNR Başkanı