Türkiye'den 40 doktor Hüseyin Hocanın Öncülüğünde Greifswald Sempozyumundaydık
Dört gün süren Sempozyumun ilk iki günü sadece biz Türk nöralterapistleri içindi. Hocamız tüm sunumları hiç yorulmak bilmeden Türkçe’ye çevirdi bizler için. Her günün programı önce sunumlar, ardından kadavra başında enjeksiyonu yaptığımız her yapının üç boyutlu incelenmesi ve sonrasında da nöralterapinin duayenleri ile beraber workshop uygulamaları ile doluydu. Yine her an bilgi doluydu, bilim doluydu. Zaten 1456 yıllında kurulmuş olan 555 yıllık tarih kokan ancak ve orijinaline sadık şekilde korunmuş Ernst Armt Moritz tıp fakültesinin taş binasının yüksek basamaklı amfisinde, Sobotta’nın kurucusu olduğu anatomi kürsüsünde ve hazırlamış olduğu preparatların arasında olmak bile yeterince etkileyiciydi.
Tam 40 doktorduk. Hepimizin hayatına anlamlı bir yön veren nöralterapi hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, Türkiye’de eğitim verdiği 40 doktoru götürdü Almanya’ya. Ancak aramızda başka akademisyenler de vardı; Fizik tedavi profesörü Dr. Cihan Aksoy; Nöroşirurji uzmanı Dr. Aybars Akkor; Anatomi doçenti Dr. Alper Atasever de bizlerleydi. Öyle görünüyor ki Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, eğitim verdiği 400’ün üzerinde Türk hekimi ve Almanya’da yanımızda olamayan daha nice Türk akademisyeni hep beraber, nöralterapiyi Türkiye’de de hak ettiği yere bu ve benzeri öz verili çalışmalarla çok yakın zamanda getireceğiz.
Greifswald Sempozyumu’nun bu seneki konusu bağ dokusu idi. Gerek Ernst Armt Moritz Tıp Fakültesi Anatomi ABD Başkanı Prof. Karlhans Endlich, anatomist Prof. Dr. Jürgen Giebel, Prof. Dr. Thomas Koppe, Prof. Hans Barop, Prof. Dr. Lorenz Fischer hepsi bağ dokusunun vejetatif sinir sistemi bütünlüğünü, bedensel reaksiyonları esas oluş yerinin bağ dokusu olduğunu ve bu temel bilginin klinik ile bağlantılarını anlattılar. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul Ankilozan Spondilit ve Torakal Blokaj konularını anlatarak yine tüm klinisyenler yepyeni bakış açısı kazandırdı. Romatoid Artrit, Morbus Chrone, Skleroderma ve Ağrının Sempatik Sistemdeki Yeri de anlatılan diğer konulardandı.
Aynı hocalar diseksiyon salonlarında anatomik oluşumları, enjeksiyon yaparken hangi oluşumların içinden geçtiğimizi ve nöralterapi açısından önemli olan sinir, gangliyon ve pleksuslara nasıl ulaşabileceğimizi ve en doğru girişimin nasıl yapılacağını gözlerimizin önüne serdiler.
Ben bu vesileyle sayın hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’a Greifswald üniversitesinde birkaçını saydığım akademisyenlerin arasında “Bağ Dokusu” adlı sunumu yapmama izin ve fırsat verdiği, uluslararası bir sempozyumda bu kadar özel bir camiada bir Türk hekim olarak sunum yapabilmenin haklı gururunu yaşattığı için sonsuz teşekkür ediyorum.
Dr. Tijen ACARKAN
Bilimsel Tamamlayıcı ve Regülasyon Tıbbı Dernek Bşk.
GREİFSWALD SEMPOZYUMU: KADAVRA DESTEKLİ NÖRALTERAPİ ZİYAFETİ
Yıl boyunca beklediğimiz “Greifswald Sempozyumuna” nihayet kavuştuk. Küçük bir Avrupa şehrinden beklenmeyecek büyüklükte bir bilimsel organizasyonla karşılaştık. Organizasyonun ve Türkiye’den katılımcıların önderi saygıdeğer hocamız Hüseyin NAZLIKUL’un özverili çabalarıyla (sunumları, çevirileri ve sorularıyla) sempozyum, nöralterapi hekimleri için tam bir bilim ziyafetine dönüştü. Sempozyuma, Nazlıkul ve ekibi bilimselliği, ilgisi ve katılımcılığı ile damgasını vurdu. Özellikle Almanca slayt ve Türkçe sunuları ile biz Türkiye’den gelen nöralterapistlere ne kadar değer verdiğini gözler önüne serdi. Bizim bu kadar uzaktaki bir sempozyumda hiç yabancılık çekmeden aktif katılımımızı sağladı, özgüvenimizi arttırdı.
Anatomi kürsüsünde gördüğümüz eğitim kadavraları o kadar itina ile seçilip düzenleşmişti ki, bunun için bu kürsü başkanı ve değerli çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bunu sağlayan da galiba işlerinde çok titiz davranan sevgili hocamıza borçluyuz diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Daha önce de yurtiçi-yurtdışı kadavra ve taze kadavra eğitimleri almış bir hekim olarak, hazırlanmış preparatlardan çok yararlanmış olduğumu söylemek istiyorum. Özellikle nöralterapi gözüyle hazırlanmış preparatlar zihnimizde çok başarılı üç boyutlu görüntüler oluşturdu.
Yapılan nöralterapi pratik uygulamalarında dünyadaki değerli nöralterapi eğitimcilerinin yaklaşımlarını görme fırsatı da yakaladık. Gördük ki Hüseyin hocamız dünyadaki nöralterapi eğitimcilerinden çok daha geniş bakış açılarına sahip. Bu nöralterapi eğitimini Hüseyin NAZLIKUL’dan alan bir hekim olarak benim onurlanmamı sağlamıştır. Uygulamalarımızla, eğitimimizle bunun verildiğini, bakış açılarımızın genişliğini hissetmek yüreğimde ve beynimde mükemmel duygular oluşturdu, gururumu okşadı.
Türkiye’den katılımcı nöralterapistlerin ilgisi hiç şüphesiz diğer ülkelerden katılımcıları da oldukça etkiledi. Bu katılım ve ilginin temelinde tabiî ki saygıdeğer hocamızın taşıdığı bilim meşalesinin ışıkları vardı. Ülkemizden katılan nöralterapiye gönül vermiş değerli hekim arkadaşlarımızın nöralterapi eğitimine verdikleri önem takdire şayan bir durum oluşturdu. Eğitim saatleri uzayarak devam etti. Katılan nöralterapi uygulayan hekimlerimizin NAZLIKUL hocamızın sadece bilimselliğinden değil “bilimi paylaşma” heyecanından da çok etkilenmiş olduğunu gördüm. Tüm arkadaşlarımızın sempozyum dışındaki zamanlarda da birbiri ile hastalarını nöralterapi yönüyle paylaştığını tartıştığını, heyecanlı konuşmalarını keyifle izledim. Bu bağlamda hocamızın öğrencilerine verdiği bu güzel davranış biçimiyle de örnek teşkil ediyor olması anlamlıydı. Buradan çıkarttığım sonuç, bu camianın artık hastalarını konuşması yerine bilimsel platformda tartışılacak düzeyde bilimsel makalelerle yayınlar çıkarması gereğidir. Bu boyutta hocamıza olan teşekkür borcumuzu ödeyebileceğimizi düşünüyorum. Ben de bilimi paylaşabilen, her zaman birbirine nezaketle itinalı davranan böyle bir camianın içinde olmaktan gurur duyuyorum.
Bir Greifswald sempozyumu daha başarıyla gerçekleştirildi, emeği geçen organizasyon komitesi üyelerinin eline sağlık. Bir organizasyon eklemesi ile başkent Berlin şehir turu da yapmak iyi gelirdi, Almanya’dan panoramik fotoğraflarımız olurdu. Bütün sempozyum gecelerini çok keyifle paylaştığım ve eğlendiğim değerli arkadaşlarımı da sevgiyle kucaklıyorum.
Bu yazı vesilesi ile bir ön duyuru yaparak, bu çok değerli Nöralterapi camiasını Eylül 2011 yaz sempozyumunda Gaziantep’te görmekten, ağırlamaktan büyük mutluluk ve gurur duyacağımızı belirtmek isterim.
Dr. Mustafa Karakan
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM İYİ Kİ VARSINIZ! SİZE BİNLERCE TEŞEKKÜRLER…
Güzel şehir Greisfwald'ta muhteşem bir 4 gün geçirdik. Hem eğitim, hem de güzel bir tatil oldu. Çalıştığımız kliniklere güzel bir enerjiyle döndük. Kongrenin sloganı sevgili Tijen sayesinde ''Yok, tamam tamam!''dı. Gerçekten de her eğitim sonrasında daha çok öğrenmem
gereken şey var diye dönüyorum. Geldiğim noktaya baktığım zaman ise epey bir yol kat ettiğimin de farkındayım. Almanya'da fizik tedavinin ileride ve bizden çok farklı yaklaşımın olduğunu yıllar önce duymuştum. ''Nasıl eğitim alırım?'' diye düşünüyordum. Benim için
imkansız olan eğitim şu an çok yakınımda ve üstelik oranın önde gelen otörlerinden birinden, Hüseyin Nazlıkul'dan eğitim alıyorum. Allah'a binlerce kez şükrediyorum.
Ayrıca eğitim alan kişiler arasında çok güzel bir iletişim var. Herkes birbirini motive etmeye çalışıyor, deneyimlerini paylaşıyor. Çok güzel bir grup olduğumuzu düşünüyorum. Başta Hans Barop ve Lorenz Fischer olmak üzere tüm eğitmenlere de teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bizden güleryüzlerini ve bilgilerini esirgemedikleri için.
Benim sloganım da ''Hüseyin Hocam iyi ki varsınız! Size binlerce teşekkürler.”
Dr. Diğdem ÖZSÜLLÜ
Fizik Tedavi Uzmanı
BİLGİ, PAYLAŞIM, ÖĞRETME HEVESİ, ÖĞRENME ÇABASI, DOSTLUK, AKADEMİK YAKLAŞIM, MÜKEMMEL ANATOMİK DİSEKSİYONLAR… İYİ Kİ GREİFSWALD’A GİDEBİLDİK!
Şubat ayı, gerçekten soğuk! Gaziantep soğuk, İstanbul soğuk! Herhalde Almanya’nın kuzey bölgesi daha soğuktur diye düşündüm. Uzun bir seyahat olacaktı. Daha önce katıldığım birçok kadavra çalışmaları ve eğitimler olmuştu. Ancak bu sefer daha farklı hissediyordum, zira bütün ekip hep beraber buluşup bir arada gidilecekti. Ailesi ile gelenler, çocuğu ile katılanlar kısacası herkes yeni bir şeyler öğrenmeye, bilgi paylaşımına ve dostluğa doğru gidiliyordu. İstanbul’da alınan eğitimlerde paylaşılan dostluklar burada daha da pekişecek ve nöralterapi camiasının usta isimleri izlenecek, farklı bakış açıları ve yöntemlerden herkes bir şeyler kapmaya çalışacaktı. Evet, gitmeden önceki duygu ve düşüncelerim bunlardı.
Gerçekten bunlardan fazlası vardı; bilgi, paylaşım, öğretme hevesi, öğrenme çabası, dostluk, akademik yaklaşım, mükemmel anatomik diseksiyonlar, bu camianın önde gelen büyük ancak son derece mütevazi hocalarının öğretme ve açıklıkla bilgi paylaşımı çabaları vardı. En önemlisi dostluk ve beraberlik vardı. Bütün bunlar şiddetli soğuğu unutturdu. Akşamları bu tarihi küçük kentte masalar birleştiriliyor sohbetler nöralterapi üzerine, ortam sıcak. Bilimsel toplantılarda Almanca bilmediğim için hayıflanıyorum. Ancak imdadımıza yine baş eğitmenimiz Hüseyin NAZLIKUL yetişiyor; çeviriler, katkılar ile yoğun programı takip edebilmemizi sağlıyordu. Bu organizasyon için çok emek sarf edilmişti doğrusu, başta Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. Greifswald uzak, Şubat ayı soğuk, dostluklar ve paylaşımlar sıcak. Greifswald’a gidebildik(!), iyi ki hep beraber gidebildik…
Sevgilerle…
Dr. M.Ali Elmacıoğlu
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
NÖRALTERAPİ İLE BİLİMSELLİĞE YAPILAN YOLCULUK
Merakla ve heyecanla beklediğim Greifswald Sempozyum’u geride kaldı. Bilgiyle dopdolu muhteşem bir dört gün geçirdik. Yolculuğun başından itibaren Hüseyin Hoca’nın muhteşem kişiliğini bir kez daha görme fırsatını yakaladım. Her türlü engele rağmen öğretmenin onun hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığına bir kez daha şahit oldum. Bize yeni bir şeyler anlatmak, bilgi dağarcığımızı daha da genişletmek adına dili Almanca olan bir sempozyumda Türkçe sunum yapacak kadar uluslararası Nöralterapi camiasında sözü geçen biri olduğunu gördüm. Uluslar arası bilim adamlarından Hüseyin Hoca’ya hem sevgi hem saygı vardı!
Üniversite yıllarında anatomi en sevdiğim derslerden biriydi. O anları tekrar yaşamak çok hoş bir duyguydu. Anatomi diseksiyon salonlarında, teorik olarak gördüğümüz derin enjeksiyonları nereye yaptığımızı üç boyutlu ve gerçek insan kesitlerinde görmek çok heyecan vericiydi. Yaparken endişe duyduğumuz bazı enjeksiyonlarda ne kadar haklı olduğumuzu Hocamızın bize devamlı tekrarladığı “nöroanatomiye hâkim olmanız gerekli” sözünün ne kadar doğru olduğunu görerek bir kere daha anladık.
Armin Reimer’den, Lorenz Fischer’den, Hans Barop’tan ve adını sayamadığım nöralterapi otörlerinden hem ders dinlemek hem de pratiğe yönelik bilgi edinmek heyecan vericiydi. Hans Barop’un anlatımıyla ağız mukozasının yapısı, nöralterapideki yeri, mikroskobik olarak histolojiye bir yolculuk yaptırdı. Sunumlar sırasında Cihan Hoca’nın kafamızda olup ta soramadığımız, tam cümlelere dökemediğimiz soruları net bir şekilde dile getirip aydınlanmamızı sağlaması ayrıca çok iyi oldu. Dört gün boyunca tüm sunumları ilgiyle dinledim, her birinde farklı bilgiler edindim. Tekrar amfi sıralarında hem de 500 yıllık bir üniversitenin amfisinde olmak farklı bir heyecandı, üniversite yıllarının heyecanı, coşkusu vardı.
Ostsee kıyısını da anlatmak gerek, şehre 10 dakika mesafede olan donmuş denizi görmek biz Akdenizliler için farklı bir deneyimdi. Hava çok soğuktu ama bizim kalplerimizdeki sıcaklık sayesinde güzel bir gezi oldu. Kırk kişi hiçbir problem yaşamadan gittik ve geldik. Bunda başımızdaki Hüseyin Hoca’nın vericiliği, bütünleştiriciliğinin etkisi var. Hocamız sayesinde nöralterapistler birbirini kollayan bilgiyi paylaşan farklı olarak bir grup…
Böyle yurt dışı bir organizasyonu yapmak çok kolay bir iş değil. Kırk kişinin ulaşımı, konaklaması, kongre katılımı vs. Başta Hüseyin Hoca, Tijen, Demet emeği geçen herkese çok teşekkürler. Greifswald mutlaka gidilmesi gereken bir sempozyum, çok ama çok farklı heyecanlar yaşanıyor.
Dr. Ayşe KAYA
Fizik Tedavi Uzmanı
İBREMİZE 5 DERECE FAZLA AÇI VERİNCE İSTEDİĞİMİZ YERE ULAŞMADIĞIMIZI FARK ETTİK.
Greifswald’daki sempozyuma giderken öğrenciliğimdeki gibi didik didik edilmiş bir iki kadavra ile karşılaşacağımı, bunun üzerinde hiçbir yeri net göremeyeceğimi düşünüyordum. Ancak gördüm ki, anatomi kürsüsü öyle donanımlı ki görmek istediğimiz yerin birçok farklı kesitleri hazır halde mevcut. Nereye enjeksiyon yaptığımızı ne kadar ince yerlerden geçtiğimizi gördük. İbremize 5 derece fazla açı verince istediğimiz yere ulaşmadığımızı fark ettik. Ancak lokalizasyon konusunda aldığımız bilgiler bize cesaret de verdi. Bundan sonraki çalışmalarıma daha şevkle devam edeceğim konusunda hiçbir şüphe yok!
Dr. Begüm Gündoğmuş
Fizik Tedavi Uzmanı
HANGİ DOKULARDAN GEÇİLDİĞİNİ ÜÇ BOYUTLU GÖRMEK ÇOK ÖĞRETİCİYDİ
Greifswald sempozyumu benim için önemli idi. Heyecanla bekledim. Ben okuldan mezun olalı 24 yıl olmuş. Diş hekimi olduğum için ben hiç bu kadar ayrıntılı kadavra ile karşılaşmamıştım. Ufkum açıldı. Nereye nasıl yaklaşıldığını, hangi dokulardan geçildiğini üç boyutlu görmek çok öğretici oldu.
Yıllar önce heykelle uğraşırken Paris’e gidip Rodin’in heykellerini gördükten sonra elim açılmıştı, daha farklı çalışır olmuştum. Yaratıcılığım artmış, bakış açım değişmişti. Şimdi de aynı şeyi hissediyorum. Cesaretim arttı. Sadece kadavra anatomi değil, tabii ki sunumlar da çok önemliydi. Dolu dolu bir sempozyumdu. Yeni bilgiler öğrendik. Hocamızın son gün Almanlara yapacağı kendi sunumunu onlara yazılı olarak almanca dağıtıp, tüm salona Türkçe anlatması bizim için çok anlamlı oldu.
40 kişi gitmiştik, çok güzel bir ahenk vardı. Gurupta başka hocalarımız da vardı; Aybars Akkor, gazetede bizden sempozyumdan bahsetmiş, Alper Atasever Koç Üniversitesi Anotomi kürsüsünden ve tabii ki Cihan Hoca’nın renkli kişiliği ile ayrı katkısı oldu. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Çeviriler için de teşekkür ediyorum. Guruptan Dr. Ayşe hanım, sokakta, havaalanında, restoranda her yerde itiraz etmeden çevirileri ile bize yardım etti sayesinde yabancılık çekmedik. Demet hanım da çevirileri ile bizleri destekledi. Çok iyi ağırlandık. Bu imkanı sunduğu için hocamız, Hüseyin Nazlıkul'a çok teşekkürler.
Yeni toplantılarda görüşmek dileğimle.
Dt. Elvan R. Aral
FARKLI LİSANLAR AYNI AMAÇLARA, UZAK MESAFELER YAKIN İNSANLARA, KÜÇÜK BİR KASABA AMA BÜYÜK BİR BİLİM MERKEZİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTI
Anatomi diseksiyonlarının sempatik bir konu haline gelmesi tahmin edeceğim bir şey değildi. Üstelik üniversite yıllarından sonra tekrar ilgileneceğimi ve hatta bu nedenle tutup Almanya’ya gideceğimi ise hiç düşünmezdim. Ama anatomik kesitler üzerinde çalışmak ve üç boyutlu olarak görerek uygulamalar yapmak nöralterapistler için olmazsa olmaz. Belki de sadece nöraterpistler değil tüm hekimler için üniversite sonrası yapılması gereken bir çalışma. Ayrıca eğer bu çalışmayı bir de tarihi bir derinlik ve bilimsel bir atmosferde yapma imkanı varsa o zaman gerçekten çok değerli. Eğer anatomi dediğimizde ilk aklınıza gelen Sobotta Atlası ise işte o atlası hediye eden Alman anatomist Sobotta’nın da orijinal kesitlerinin bulunduğu yer Greifswald Anatomi kürsüsü yani olayın merkezi! O nedenle böyle bir bilim adamının yaşadığı yerde bulunmak ayrıcalık. Sadece bu değil, bu küçük kasabanın büyük bilim merkezi olarak hizmet eden Greifswald Üniversitesin’de Sobatta’nın takipçileri değerli bilim adamlarından dersler almak, tecrübe ve fikirlerinden yararlanmak ise başka bir ayrıcalık. Elbette bizim değerli nöralterapi hocalarımızdan ders ve uygulamalar açısından bolca yararlanmak başka bir ayrıcalık!
Farklı lisanlar ama aynı amaçlara, uzak mesafeler ama yakın insanlara, küçük bir kasaba ama büyük bir bilim merkezine az zamanda çok ve değerli bilgilere ulaşmak için bir fırsat yakaladık. Tamamlayıcı tıpta nöralterapi ne kadar önemli ise Greifswald Eğitimi de nöralterapinin tamamlanmasında o kadar önemli. Benim nöralterapi eğitimim ve hekimlik hayatım için çok değerli bir deneyimdi. Bu nedenle sevgili Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL’a, sevgili Dr. Demet ERDOĞAN’a, Dr. Tijen ACARKAN’a ve Dt. Tijen DÜRER’e destek ve aktarımları için çok teşekkür ediyorum.
Dr. Harika Tercan
GREİFSWALD SEMPOZYUMUNU YILLARCA BEKLEDİM
Anatomik temellerle Greifswald sempozyumunu yıllarca bekledim, 2008’dekini kaçırmıştım. Eksikliğini duyduğum bir eğitim olarak düşünüyordum, tek başına ulaşılamayan bir eğitimdi.
Guruptan ayrılmamalıydım rezervasyonlar biletlerin satın alınmasında hiç hata olmamalıydı. Yoksa bu yaşta macera olurdu. Hareket günü ve saati yaklaştıkça bir heyecandır ki sormayın
hava limanına ilk gelenlerdendim sonra uçuş ve transfer. Hep beraber olmanın huzuru... Üç saatlik yolculukta ormanlar ve bomboş yollar, buz tutmuş nehirler, hava -15 oC buz gibi. Hava soğuk ama inadına güneşli, arkamıza aldık güneşi kuzeye doğru uzun bir yolculuk. Sonunda Greifswald’a varış ve otele yerleşme arkadaşlarla tanışma!
24 Şubat; nihayet eğitim ve 41 sene sonra anatomi diseksiyon uygulamaları. Heyecanım dorukta! Ama bu kadavralar farklı ve çok iyi diseke edilmiş. Üç boyutlu yeri, derinliği, komşuluğu hepsi önümde! O gün ve sonraki günler eğitim mükemmeldi. Pratik nöralterapi uygulamaları da öyle… Dr. Hüseyin NAZLIKUL’un bizlere öğrettiği her şey için kendisine gerçekten teşekkürler. Dr. Demet, Dr. Tijen hanımlara emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Evden, işten, ülkenden çok uzaklarda bir derneğe ait olmanın bir cemiyetin aynı dili konuşan üyeleri olmanın ve sinerji yaratmanın ve o sinerjinin içinde kendini iyi hissetmenin güzelliği! Dört gün çok çabuk geçti hava çok soğuktu. Ama bizler kendi içimizdeki heyecan ve birlik duygusu ile sıcacıktık.
Yeni toplantılarda birlikte olmak dileğiyle...
Dr. Servet Ayrancı
NÖRALTERAPİNİN ANAVATANINDAYDIK
Greifswald Sempozyumu benim için, tıp eğitimimde, özel bir yere sahip oldu. Bunun nedeni Greifswald anatomi kürsüsünde bu güne kadar görmediğim kadavralardı. Servikal ve torakal bölgelerden transvers kesit yapılmış olan kadavralar özellikle ilgimi çekti. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yaparken hangi organların arasından geçtiğimizi ya da geçmemiz gerektiğini gerçek boyutlarıyla görüyordum. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yapılırken böbreğe bu kadar yakın geçildiğini de düşünmemiştim (her ne kadar teoride böbreğin yakınından geçildiğini bilsem de!). Diğer ilgimi çeken kadavra da; medulla spinalis, cauda equina, spinal sinirler ve ligamentum denticulate’lerdi. O kocaman olan karaciğer, akciğer, kalp fazla ilgimi çekmemişti. Bunun nedeni herhalde NAZLIKUL Hocamızın eğitimlerimiz sırasında sinir sisteminin, vejetatif sinir siteminin homeostaziste, vücudun sağlığını sürdürmesinde ve hastalıklarla mücadelede temel yapı olduğunu kavratmasıydı; aksi halde ben bu küçücük organlarla, ip gibi olan spinal sinirlerle uğraşmazdım.
Almanya da bizim gibi nöralterapi eğitiminde olan Alman meslektaşlarımızı görmek de ilginçti. Nöralterapinin anavatanında en az Alman meslektaşlarımız kadar nöralterapiye ilgili olduğumuzu fark ettim. Greifswald'da daha birçok şeyden bahsedilebilir ama ben son olarak siyah biranın tadının özel olduğunu söyleyebilirim.
Dr. Şükrü Güçbey
Fizik Tedavi Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM HEPİMİZE ÇOK ŞEYLER KAZANDIRDI
Şubat ayındaki Sempozyum bilimsel içeriği dolu dolu, teorik ve pratik uygulamaları ile bilgi ve yeni bakış açısı kazandıran özellikteydi. Anatomi laboratuarında kesitleri görmek enjeksiyon yaptığımız alanları ve enjeksiyon tekniklerini görerek anlamak ve kesitlerin başında iken ders dinlemek çok öğreticiydi. Ben katılmaktan çok mutluluk duydum. Ve nöralterapiye başlayan arkadaşlarıma mutlaka tavsiye ediyorum. Geri dönüp baktığımda nöralterapi eğitimlerimin başında keşke gitseymişim diyorum. Çünkü aslında nöralterapi eğitimlerinin başında ve eğitimi tamamladıktan sonra bir kez daha mutlaka gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sempozyumda Seyhan arkadaşımın akıllı ve sevimli kızı Zehra '' Hüseyin Hoca'nın sizin için yaptıklarını anlıyor musunuz? Onun sayesinde buradasınız ve hanginize iyileştirmek için nöralterapi yapmadı ki...'' dedi. Haklısın Zehra, Hüseyin Hocam hepimize çok şeyler kazandırdı ve yaşamımıza yardım elini uzatarak her birimize ve ailelerimizin yaşamlarına sağlık ve güzellikler kattı. Ayrıca bu bilimsel atmosferi yaşamamıza vesile oldu. Sayın Hüseyin Hocam “Beni ve ailemi nöralterapi ailesine dahil ettiğin ve yaşamlarımıza kattığın tüm güzellikler için sana minnettarım.”
Her zaman söylediğim gibi nöralterapi ailesinin bir parçası olmaktan çok mutluluk duyuyorum. Bu ailede çok emeği olan Sevgili Demet'e, Tijen'lere, Neslihan ve Hasan'a ve sempozyum boyunca güzel paylaşımlar yaşadığım sevgili arkadaşım Seyhan'a, kızı Zehra'ya, Cüneyt arkadaşım, güzel eşi ve kızına sevgilerimi sunuyorum.
Dr. Ülkü Sarpkaya
Fizik Tedavi Uzmanı
YILLARCA ÇEKTİĞİM MİGREN NÖRALTERAPİYLE TANIŞMAM İÇİN BİR SEBEPMİŞ
Nöralterapiyle ilgili her eğitim dönüşünde kendimi daha dolu, daha zinde daha enerjik, öğrenme aşkıyla coşmuş hissediyorum. Bir o kadar da öğrenmem gerekenlerin çokluğuyla panikliyorum. Greifswald dönüşünde de aynı şeyler oldu. Greifswald sempozyumu her şeyiyle çok güzeldi, yıllardır unuttuğum, kadavra salonlarının içimi yakan kokusu, bizim anatomi salonlarımız da böyle olsa özentim, herkesin öğrenmek ve öğretmek konusundaki çabası, sunumlar, hocamızın sunumları özetleyişi, dönüş yolundaki samimi paylaşımlar, gözümüze biriken yaşlar...
En başta Hüseyin Hocama çok teşekkür ediyorum. Bizlere bir ekip anlayışıyla destek olan Demet Erdoğan’a, Hasan Doğan’a, Tijen'lere (Acarkan&Dürer), eğitimimize bir şekilde katkısı olan herkese çok çok teşekkür ediyorum…
Yıllarca çektiğim migren ağrıları bana bir cezamıdır diye düşündüğüm zamanlar olmuştu. Oysa nöralterapiyle tanışmam için bir sebepmiş. Ve nöralterapi birinci kur ilk ders...
Bu ilk ders benim hayatımda, hekimliğimde çok şey değiştirdi, arkası da geldi sonraki zamanlarda. Şu anda istediğim düzeyde uygulama alanı bulamasam da, benim hastaya ve hastalıklara bakışımı derinleştiren, önceden göremediklerimi görmemi sağlayan adeta hekimliği yeniden keşfedip daha bir sevmemi sağlayan bir sürecin başlangıcı oldu nöralterapi ve hocam Hüseyin NAZLIKUL. Zekasına, bilgisine ve enerjisine büyük saygı ve hayranlık duyduğum Hüseyin Hocamın anlattığı her şey yeni ufuklar açıyor bende.
Daha önce hiç önemsemediğim, hatta belki varlığını bile unuttuğum bağ dokusuna bağımlı oldum desem yeridir. Sevgili hocam, iyi ki varsınız, iyi ki sizinle tanışmışım.
Dr. Vildan Gezer
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
ANATOMİK YAPILARI 3 BOYUTLU GÖRMEK GANGLİYON ENJEKSİYONLARI İÇİN ÇOK ÖĞRETİCİ OLDU!
Greifswald benim Almanya’ya ilk gidişimdi. Orada anatomik yapıları 3 boyutlu görmek, özellikle gangliyon enjeksiyonları için çok öğretici oldu. Değişik bir kültürle tanışmış oldum. Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL bizlere kadavralar üzerinde çok iyi anlattı. Diğer eğitimcilerimizde çok yardımcı oldular. Kendime güvenim arttı. Hans Barop ve Lorens Fischer çok candan davrandılar. Tamamlayıcı tıp kitaplarının çoğunda gördüğüm için Almanca öğrenmeye karar verdim. Organizasyonda emeği geçen ve bizlere yardımcı olan Dr. Tijen ACARKAN, Dr Demet ERDOĞAN, Dr Neslihan ÖZKAN, Dr Hasan DOĞAN, Dr Tijen DÜRER’e teşekkür ediyorum. İleride imkan olursa yine gitmeyi çok isterim.
Dr. Yavuz Erol
Dahiliye Uzmanı
28.ŞUBAT 2011 TARIHINDE GREIFSWALD’DE YAYINLANAN GÜNLÜK GAZETE YAZISININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR
Türk Hekimleri İleri Eğitim (Geliştirme Eğitimi) için Ryck’deler (Ryck: Baltık Denizine Açılan Greifswald içinde geçen bir Irmak adıdır)
Greifswald – farklı uzmanlık alanlarından 39 Türk Hekimi ileri eğitim için Greifswald’ta misafirler. Geliş nedenleri Ernst Moritz Arndt Üniversitesi Anatomi ve Sellüler Biyoloji ABD Ensitüsünde Alman tıp doktorları ile birlikte kadavralar üzerinde gerçekleştirilen bir seminerdir. Programda Nöralterapi var; nöralterapi şifa amaçlı lokal anestezik maddeler enjekte edilerek farklı hastalıkların tedavinde kullanılan bir metot olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Karlhans Endlich “Uygulamada kullanılan iğneler oldukça uzun“ diyor. “Bu iğnelerin uygulama esnasında hangi yapılar içinden geçtiğini burada (bu eğitimle) bire bir kadavralar üzerinde gösteriyor ve uygulamalar doğru yapılmasını öğretiyoruz.“
Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul insan üzerinde yapmış olduğumuz uygulamaların etkinliği için de bu tarz eğitimlerin çok önemli olduğunu söylemekle birlikte şöyle devam ediyor. Nazlıkul: Ben Greifswald’e kendim üçüncü kez ve öğrencilerimle birlikte ikinci kez geldim. Günlük klinik yoğunluğumuzda hastalıkların oluşma nedenlerini unutabiliyoruz bu tarz eğitimleri hastalıkların oluş mekanizmalarının kavranmasından çok önemli buluyorum.”
Greifswald Tıp Fakültesi’nde bu tarz eğitim ve uygulamalar başarıyla uygulanmakta. Seminerin bir kısmında Türk hekimleri için anında çevri yapılıyor. Nazlıkul çevirilerin uzun zaman aldığını ancak anlaşılması için gerekli olduğunun altını çiziyor. Sonuç olarak “Nazlıkul: Biz buradan sadece yapıların ve sinirlerin nerelerden geçtiğini görmüyor aynı zamanda en az komplikasyonla daha etkin tedavi yapabilmeyi gözlemleme ve öğretme imkânı edinmiş oluyoruz.”
J. Pabst
Dört gün süren Sempozyumun ilk iki günü sadece biz Türk nöralterapistleri içindi. Hocamız tüm sunumları hiç yorulmak bilmeden Türkçe’ye çevirdi bizler için. Her günün programı önce sunumlar, ardından kadavra başında enjeksiyonu yaptığımız her yapının üç boyutlu incelenmesi ve sonrasında da nöralterapinin duayenleri ile beraber workshop uygulamaları ile doluydu. Yine her an bilgi doluydu, bilim doluydu. Zaten 1456 yıllında kurulmuş olan 555 yıllık tarih kokan ancak ve orijinaline sadık şekilde korunmuş Ernst Armt Moritz tıp fakültesinin taş binasının yüksek basamaklı amfisinde, Sobotta’nın kurucusu olduğu anatomi kürsüsünde ve hazırlamış olduğu preparatların arasında olmak bile yeterince etkileyiciydi.
Tam 40 doktorduk. Hepimizin hayatına anlamlı bir yön veren nöralterapi hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, Türkiye’de eğitim verdiği 40 doktoru götürdü Almanya’ya. Ancak aramızda başka akademisyenler de vardı; Fizik tedavi profesörü Dr. Cihan Aksoy; Nöroşirurji uzmanı Dr. Aybars Akkor; Anatomi doçenti Dr. Alper Atasever de bizlerleydi. Öyle görünüyor ki Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, eğitim verdiği 400’ün üzerinde Türk hekimi ve Almanya’da yanımızda olamayan daha nice Türk akademisyeni hep beraber, nöralterapiyi Türkiye’de de hak ettiği yere bu ve benzeri öz verili çalışmalarla çok yakın zamanda getireceğiz.
Greifswald Sempozyumu’nun bu seneki konusu bağ dokusu idi. Gerek Ernst Armt Moritz Tıp Fakültesi Anatomi ABD Başkanı Prof. Karlhans Endlich, anatomist Prof. Dr. Jürgen Giebel, Prof. Dr. Thomas Koppe, Prof. Hans Barop, Prof. Dr. Lorenz Fischer hepsi bağ dokusunun vejetatif sinir sistemi bütünlüğünü, bedensel reaksiyonları esas oluş yerinin bağ dokusu olduğunu ve bu temel bilginin klinik ile bağlantılarını anlattılar. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul Ankilozan Spondilit ve Torakal Blokaj konularını anlatarak yine tüm klinisyenler yepyeni bakış açısı kazandırdı. Romatoid Artrit, Morbus Chrone, Skleroderma ve Ağrının Sempatik Sistemdeki Yeri de anlatılan diğer konulardandı.
Aynı hocalar diseksiyon salonlarında anatomik oluşumları, enjeksiyon yaparken hangi oluşumların içinden geçtiğimizi ve nöralterapi açısından önemli olan sinir, gangliyon ve pleksuslara nasıl ulaşabileceğimizi ve en doğru girişimin nasıl yapılacağını gözlerimizin önüne serdiler.
Ben bu vesileyle sayın hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’a Greifswald üniversitesinde birkaçını saydığım akademisyenlerin arasında “Bağ Dokusu” adlı sunumu yapmama izin ve fırsat verdiği, uluslararası bir sempozyumda bu kadar özel bir camiada bir Türk hekim olarak sunum yapabilmenin haklı gururunu yaşattığı için sonsuz teşekkür ediyorum.
Dr. Tijen ACARKAN
Bilimsel Tamamlayıcı ve Regülasyon Tıbbı Dernek Bşk.
GREİFSWALD SEMPOZYUMU: KADAVRA DESTEKLİ NÖRALTERAPİ ZİYAFETİ
Yıl boyunca beklediğimiz “Greifswald Sempozyumuna” nihayet kavuştuk. Küçük bir Avrupa şehrinden beklenmeyecek büyüklükte bir bilimsel organizasyonla karşılaştık. Organizasyonun ve Türkiye’den katılımcıların önderi saygıdeğer hocamız Hüseyin NAZLIKUL’un özverili çabalarıyla (sunumları, çevirileri ve sorularıyla) sempozyum, nöralterapi hekimleri için tam bir bilim ziyafetine dönüştü. Sempozyuma, Nazlıkul ve ekibi bilimselliği, ilgisi ve katılımcılığı ile damgasını vurdu. Özellikle Almanca slayt ve Türkçe sunuları ile biz Türkiye’den gelen nöralterapistlere ne kadar değer verdiğini gözler önüne serdi. Bizim bu kadar uzaktaki bir sempozyumda hiç yabancılık çekmeden aktif katılımımızı sağladı, özgüvenimizi arttırdı.
Anatomi kürsüsünde gördüğümüz eğitim kadavraları o kadar itina ile seçilip düzenleşmişti ki, bunun için bu kürsü başkanı ve değerli çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bunu sağlayan da galiba işlerinde çok titiz davranan sevgili hocamıza borçluyuz diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Daha önce de yurtiçi-yurtdışı kadavra ve taze kadavra eğitimleri almış bir hekim olarak, hazırlanmış preparatlardan çok yararlanmış olduğumu söylemek istiyorum. Özellikle nöralterapi gözüyle hazırlanmış preparatlar zihnimizde çok başarılı üç boyutlu görüntüler oluşturdu.
Yapılan nöralterapi pratik uygulamalarında dünyadaki değerli nöralterapi eğitimcilerinin yaklaşımlarını görme fırsatı da yakaladık. Gördük ki Hüseyin hocamız dünyadaki nöralterapi eğitimcilerinden çok daha geniş bakış açılarına sahip. Bu nöralterapi eğitimini Hüseyin NAZLIKUL’dan alan bir hekim olarak benim onurlanmamı sağlamıştır. Uygulamalarımızla, eğitimimizle bunun verildiğini, bakış açılarımızın genişliğini hissetmek yüreğimde ve beynimde mükemmel duygular oluşturdu, gururumu okşadı.
Türkiye’den katılımcı nöralterapistlerin ilgisi hiç şüphesiz diğer ülkelerden katılımcıları da oldukça etkiledi. Bu katılım ve ilginin temelinde tabiî ki saygıdeğer hocamızın taşıdığı bilim meşalesinin ışıkları vardı. Ülkemizden katılan nöralterapiye gönül vermiş değerli hekim arkadaşlarımızın nöralterapi eğitimine verdikleri önem takdire şayan bir durum oluşturdu. Eğitim saatleri uzayarak devam etti. Katılan nöralterapi uygulayan hekimlerimizin NAZLIKUL hocamızın sadece bilimselliğinden değil “bilimi paylaşma” heyecanından da çok etkilenmiş olduğunu gördüm. Tüm arkadaşlarımızın sempozyum dışındaki zamanlarda da birbiri ile hastalarını nöralterapi yönüyle paylaştığını tartıştığını, heyecanlı konuşmalarını keyifle izledim. Bu bağlamda hocamızın öğrencilerine verdiği bu güzel davranış biçimiyle de örnek teşkil ediyor olması anlamlıydı. Buradan çıkarttığım sonuç, bu camianın artık hastalarını konuşması yerine bilimsel platformda tartışılacak düzeyde bilimsel makalelerle yayınlar çıkarması gereğidir. Bu boyutta hocamıza olan teşekkür borcumuzu ödeyebileceğimizi düşünüyorum. Ben de bilimi paylaşabilen, her zaman birbirine nezaketle itinalı davranan böyle bir camianın içinde olmaktan gurur duyuyorum.
Bir Greifswald sempozyumu daha başarıyla gerçekleştirildi, emeği geçen organizasyon komitesi üyelerinin eline sağlık. Bir organizasyon eklemesi ile başkent Berlin şehir turu da yapmak iyi gelirdi, Almanya’dan panoramik fotoğraflarımız olurdu. Bütün sempozyum gecelerini çok keyifle paylaştığım ve eğlendiğim değerli arkadaşlarımı da sevgiyle kucaklıyorum.
Bu yazı vesilesi ile bir ön duyuru yaparak, bu çok değerli Nöralterapi camiasını Eylül 2011 yaz sempozyumunda Gaziantep’te görmekten, ağırlamaktan büyük mutluluk ve gurur duyacağımızı belirtmek isterim.
Dr. Mustafa Karakan
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM İYİ Kİ VARSINIZ! SİZE BİNLERCE TEŞEKKÜRLER…
Güzel şehir Greisfwald'ta muhteşem bir 4 gün geçirdik. Hem eğitim, hem de güzel bir tatil oldu. Çalıştığımız kliniklere güzel bir enerjiyle döndük. Kongrenin sloganı sevgili Tijen sayesinde ''Yok, tamam tamam!''dı. Gerçekten de her eğitim sonrasında daha çok öğrenmem
gereken şey var diye dönüyorum. Geldiğim noktaya baktığım zaman ise epey bir yol kat ettiğimin de farkındayım. Almanya'da fizik tedavinin ileride ve bizden çok farklı yaklaşımın olduğunu yıllar önce duymuştum. ''Nasıl eğitim alırım?'' diye düşünüyordum. Benim için
imkansız olan eğitim şu an çok yakınımda ve üstelik oranın önde gelen otörlerinden birinden, Hüseyin Nazlıkul'dan eğitim alıyorum. Allah'a binlerce kez şükrediyorum.
Ayrıca eğitim alan kişiler arasında çok güzel bir iletişim var. Herkes birbirini motive etmeye çalışıyor, deneyimlerini paylaşıyor. Çok güzel bir grup olduğumuzu düşünüyorum. Başta Hans Barop ve Lorenz Fischer olmak üzere tüm eğitmenlere de teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bizden güleryüzlerini ve bilgilerini esirgemedikleri için.
Benim sloganım da ''Hüseyin Hocam iyi ki varsınız! Size binlerce teşekkürler.”
Dr. Diğdem ÖZSÜLLÜ
Fizik Tedavi Uzmanı
BİLGİ, PAYLAŞIM, ÖĞRETME HEVESİ, ÖĞRENME ÇABASI, DOSTLUK, AKADEMİK YAKLAŞIM, MÜKEMMEL ANATOMİK DİSEKSİYONLAR… İYİ Kİ GREİFSWALD’A GİDEBİLDİK!
Şubat ayı, gerçekten soğuk! Gaziantep soğuk, İstanbul soğuk! Herhalde Almanya’nın kuzey bölgesi daha soğuktur diye düşündüm. Uzun bir seyahat olacaktı. Daha önce katıldığım birçok kadavra çalışmaları ve eğitimler olmuştu. Ancak bu sefer daha farklı hissediyordum, zira bütün ekip hep beraber buluşup bir arada gidilecekti. Ailesi ile gelenler, çocuğu ile katılanlar kısacası herkes yeni bir şeyler öğrenmeye, bilgi paylaşımına ve dostluğa doğru gidiliyordu. İstanbul’da alınan eğitimlerde paylaşılan dostluklar burada daha da pekişecek ve nöralterapi camiasının usta isimleri izlenecek, farklı bakış açıları ve yöntemlerden herkes bir şeyler kapmaya çalışacaktı. Evet, gitmeden önceki duygu ve düşüncelerim bunlardı.
Gerçekten bunlardan fazlası vardı; bilgi, paylaşım, öğretme hevesi, öğrenme çabası, dostluk, akademik yaklaşım, mükemmel anatomik diseksiyonlar, bu camianın önde gelen büyük ancak son derece mütevazi hocalarının öğretme ve açıklıkla bilgi paylaşımı çabaları vardı. En önemlisi dostluk ve beraberlik vardı. Bütün bunlar şiddetli soğuğu unutturdu. Akşamları bu tarihi küçük kentte masalar birleştiriliyor sohbetler nöralterapi üzerine, ortam sıcak. Bilimsel toplantılarda Almanca bilmediğim için hayıflanıyorum. Ancak imdadımıza yine baş eğitmenimiz Hüseyin NAZLIKUL yetişiyor; çeviriler, katkılar ile yoğun programı takip edebilmemizi sağlıyordu. Bu organizasyon için çok emek sarf edilmişti doğrusu, başta Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. Greifswald uzak, Şubat ayı soğuk, dostluklar ve paylaşımlar sıcak. Greifswald’a gidebildik(!), iyi ki hep beraber gidebildik…
Sevgilerle…
Dr. M.Ali Elmacıoğlu
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
NÖRALTERAPİ İLE BİLİMSELLİĞE YAPILAN YOLCULUK
Merakla ve heyecanla beklediğim Greifswald Sempozyum’u geride kaldı. Bilgiyle dopdolu muhteşem bir dört gün geçirdik. Yolculuğun başından itibaren Hüseyin Hoca’nın muhteşem kişiliğini bir kez daha görme fırsatını yakaladım. Her türlü engele rağmen öğretmenin onun hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığına bir kez daha şahit oldum. Bize yeni bir şeyler anlatmak, bilgi dağarcığımızı daha da genişletmek adına dili Almanca olan bir sempozyumda Türkçe sunum yapacak kadar uluslararası Nöralterapi camiasında sözü geçen biri olduğunu gördüm. Uluslar arası bilim adamlarından Hüseyin Hoca’ya hem sevgi hem saygı vardı!
Üniversite yıllarında anatomi en sevdiğim derslerden biriydi. O anları tekrar yaşamak çok hoş bir duyguydu. Anatomi diseksiyon salonlarında, teorik olarak gördüğümüz derin enjeksiyonları nereye yaptığımızı üç boyutlu ve gerçek insan kesitlerinde görmek çok heyecan vericiydi. Yaparken endişe duyduğumuz bazı enjeksiyonlarda ne kadar haklı olduğumuzu Hocamızın bize devamlı tekrarladığı “nöroanatomiye hâkim olmanız gerekli” sözünün ne kadar doğru olduğunu görerek bir kere daha anladık.
Armin Reimer’den, Lorenz Fischer’den, Hans Barop’tan ve adını sayamadığım nöralterapi otörlerinden hem ders dinlemek hem de pratiğe yönelik bilgi edinmek heyecan vericiydi. Hans Barop’un anlatımıyla ağız mukozasının yapısı, nöralterapideki yeri, mikroskobik olarak histolojiye bir yolculuk yaptırdı. Sunumlar sırasında Cihan Hoca’nın kafamızda olup ta soramadığımız, tam cümlelere dökemediğimiz soruları net bir şekilde dile getirip aydınlanmamızı sağlaması ayrıca çok iyi oldu. Dört gün boyunca tüm sunumları ilgiyle dinledim, her birinde farklı bilgiler edindim. Tekrar amfi sıralarında hem de 500 yıllık bir üniversitenin amfisinde olmak farklı bir heyecandı, üniversite yıllarının heyecanı, coşkusu vardı.
Ostsee kıyısını da anlatmak gerek, şehre 10 dakika mesafede olan donmuş denizi görmek biz Akdenizliler için farklı bir deneyimdi. Hava çok soğuktu ama bizim kalplerimizdeki sıcaklık sayesinde güzel bir gezi oldu. Kırk kişi hiçbir problem yaşamadan gittik ve geldik. Bunda başımızdaki Hüseyin Hoca’nın vericiliği, bütünleştiriciliğinin etkisi var. Hocamız sayesinde nöralterapistler birbirini kollayan bilgiyi paylaşan farklı olarak bir grup…
Böyle yurt dışı bir organizasyonu yapmak çok kolay bir iş değil. Kırk kişinin ulaşımı, konaklaması, kongre katılımı vs. Başta Hüseyin Hoca, Tijen, Demet emeği geçen herkese çok teşekkürler. Greifswald mutlaka gidilmesi gereken bir sempozyum, çok ama çok farklı heyecanlar yaşanıyor.
Dr. Ayşe KAYA
Fizik Tedavi Uzmanı
İBREMİZE 5 DERECE FAZLA AÇI VERİNCE İSTEDİĞİMİZ YERE ULAŞMADIĞIMIZI FARK ETTİK.
Greifswald’daki sempozyuma giderken öğrenciliğimdeki gibi didik didik edilmiş bir iki kadavra ile karşılaşacağımı, bunun üzerinde hiçbir yeri net göremeyeceğimi düşünüyordum. Ancak gördüm ki, anatomi kürsüsü öyle donanımlı ki görmek istediğimiz yerin birçok farklı kesitleri hazır halde mevcut. Nereye enjeksiyon yaptığımızı ne kadar ince yerlerden geçtiğimizi gördük. İbremize 5 derece fazla açı verince istediğimiz yere ulaşmadığımızı fark ettik. Ancak lokalizasyon konusunda aldığımız bilgiler bize cesaret de verdi. Bundan sonraki çalışmalarıma daha şevkle devam edeceğim konusunda hiçbir şüphe yok!
Dr. Begüm Gündoğmuş
Fizik Tedavi Uzmanı
HANGİ DOKULARDAN GEÇİLDİĞİNİ ÜÇ BOYUTLU GÖRMEK ÇOK ÖĞRETİCİYDİ
Greifswald sempozyumu benim için önemli idi. Heyecanla bekledim. Ben okuldan mezun olalı 24 yıl olmuş. Diş hekimi olduğum için ben hiç bu kadar ayrıntılı kadavra ile karşılaşmamıştım. Ufkum açıldı. Nereye nasıl yaklaşıldığını, hangi dokulardan geçildiğini üç boyutlu görmek çok öğretici oldu.
Yıllar önce heykelle uğraşırken Paris’e gidip Rodin’in heykellerini gördükten sonra elim açılmıştı, daha farklı çalışır olmuştum. Yaratıcılığım artmış, bakış açım değişmişti. Şimdi de aynı şeyi hissediyorum. Cesaretim arttı. Sadece kadavra anatomi değil, tabii ki sunumlar da çok önemliydi. Dolu dolu bir sempozyumdu. Yeni bilgiler öğrendik. Hocamızın son gün Almanlara yapacağı kendi sunumunu onlara yazılı olarak almanca dağıtıp, tüm salona Türkçe anlatması bizim için çok anlamlı oldu.
40 kişi gitmiştik, çok güzel bir ahenk vardı. Gurupta başka hocalarımız da vardı; Aybars Akkor, gazetede bizden sempozyumdan bahsetmiş, Alper Atasever Koç Üniversitesi Anotomi kürsüsünden ve tabii ki Cihan Hoca’nın renkli kişiliği ile ayrı katkısı oldu. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Çeviriler için de teşekkür ediyorum. Guruptan Dr. Ayşe hanım, sokakta, havaalanında, restoranda her yerde itiraz etmeden çevirileri ile bize yardım etti sayesinde yabancılık çekmedik. Demet hanım da çevirileri ile bizleri destekledi. Çok iyi ağırlandık. Bu imkanı sunduğu için hocamız, Hüseyin Nazlıkul'a çok teşekkürler.
Yeni toplantılarda görüşmek dileğimle.
Dt. Elvan R. Aral
FARKLI LİSANLAR AYNI AMAÇLARA, UZAK MESAFELER YAKIN İNSANLARA, KÜÇÜK BİR KASABA AMA BÜYÜK BİR BİLİM MERKEZİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTI
Anatomi diseksiyonlarının sempatik bir konu haline gelmesi tahmin edeceğim bir şey değildi. Üstelik üniversite yıllarından sonra tekrar ilgileneceğimi ve hatta bu nedenle tutup Almanya’ya gideceğimi ise hiç düşünmezdim. Ama anatomik kesitler üzerinde çalışmak ve üç boyutlu olarak görerek uygulamalar yapmak nöralterapistler için olmazsa olmaz. Belki de sadece nöraterpistler değil tüm hekimler için üniversite sonrası yapılması gereken bir çalışma. Ayrıca eğer bu çalışmayı bir de tarihi bir derinlik ve bilimsel bir atmosferde yapma imkanı varsa o zaman gerçekten çok değerli. Eğer anatomi dediğimizde ilk aklınıza gelen Sobotta Atlası ise işte o atlası hediye eden Alman anatomist Sobotta’nın da orijinal kesitlerinin bulunduğu yer Greifswald Anatomi kürsüsü yani olayın merkezi! O nedenle böyle bir bilim adamının yaşadığı yerde bulunmak ayrıcalık. Sadece bu değil, bu küçük kasabanın büyük bilim merkezi olarak hizmet eden Greifswald Üniversitesin’de Sobatta’nın takipçileri değerli bilim adamlarından dersler almak, tecrübe ve fikirlerinden yararlanmak ise başka bir ayrıcalık. Elbette bizim değerli nöralterapi hocalarımızdan ders ve uygulamalar açısından bolca yararlanmak başka bir ayrıcalık!
Farklı lisanlar ama aynı amaçlara, uzak mesafeler ama yakın insanlara, küçük bir kasaba ama büyük bir bilim merkezine az zamanda çok ve değerli bilgilere ulaşmak için bir fırsat yakaladık. Tamamlayıcı tıpta nöralterapi ne kadar önemli ise Greifswald Eğitimi de nöralterapinin tamamlanmasında o kadar önemli. Benim nöralterapi eğitimim ve hekimlik hayatım için çok değerli bir deneyimdi. Bu nedenle sevgili Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL’a, sevgili Dr. Demet ERDOĞAN’a, Dr. Tijen ACARKAN’a ve Dt. Tijen DÜRER’e destek ve aktarımları için çok teşekkür ediyorum.
Dr. Harika Tercan
GREİFSWALD SEMPOZYUMUNU YILLARCA BEKLEDİM
Anatomik temellerle Greifswald sempozyumunu yıllarca bekledim, 2008’dekini kaçırmıştım. Eksikliğini duyduğum bir eğitim olarak düşünüyordum, tek başına ulaşılamayan bir eğitimdi.
Guruptan ayrılmamalıydım rezervasyonlar biletlerin satın alınmasında hiç hata olmamalıydı. Yoksa bu yaşta macera olurdu. Hareket günü ve saati yaklaştıkça bir heyecandır ki sormayın
hava limanına ilk gelenlerdendim sonra uçuş ve transfer. Hep beraber olmanın huzuru... Üç saatlik yolculukta ormanlar ve bomboş yollar, buz tutmuş nehirler, hava -15 oC buz gibi. Hava soğuk ama inadına güneşli, arkamıza aldık güneşi kuzeye doğru uzun bir yolculuk. Sonunda Greifswald’a varış ve otele yerleşme arkadaşlarla tanışma!
24 Şubat; nihayet eğitim ve 41 sene sonra anatomi diseksiyon uygulamaları. Heyecanım dorukta! Ama bu kadavralar farklı ve çok iyi diseke edilmiş. Üç boyutlu yeri, derinliği, komşuluğu hepsi önümde! O gün ve sonraki günler eğitim mükemmeldi. Pratik nöralterapi uygulamaları da öyle… Dr. Hüseyin NAZLIKUL’un bizlere öğrettiği her şey için kendisine gerçekten teşekkürler. Dr. Demet, Dr. Tijen hanımlara emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Evden, işten, ülkenden çok uzaklarda bir derneğe ait olmanın bir cemiyetin aynı dili konuşan üyeleri olmanın ve sinerji yaratmanın ve o sinerjinin içinde kendini iyi hissetmenin güzelliği! Dört gün çok çabuk geçti hava çok soğuktu. Ama bizler kendi içimizdeki heyecan ve birlik duygusu ile sıcacıktık.
Yeni toplantılarda birlikte olmak dileğiyle...
Dr. Servet Ayrancı
NÖRALTERAPİNİN ANAVATANINDAYDIK
Greifswald Sempozyumu benim için, tıp eğitimimde, özel bir yere sahip oldu. Bunun nedeni Greifswald anatomi kürsüsünde bu güne kadar görmediğim kadavralardı. Servikal ve torakal bölgelerden transvers kesit yapılmış olan kadavralar özellikle ilgimi çekti. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yaparken hangi organların arasından geçtiğimizi ya da geçmemiz gerektiğini gerçek boyutlarıyla görüyordum. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yapılırken böbreğe bu kadar yakın geçildiğini de düşünmemiştim (her ne kadar teoride böbreğin yakınından geçildiğini bilsem de!). Diğer ilgimi çeken kadavra da; medulla spinalis, cauda equina, spinal sinirler ve ligamentum denticulate’lerdi. O kocaman olan karaciğer, akciğer, kalp fazla ilgimi çekmemişti. Bunun nedeni herhalde NAZLIKUL Hocamızın eğitimlerimiz sırasında sinir sisteminin, vejetatif sinir siteminin homeostaziste, vücudun sağlığını sürdürmesinde ve hastalıklarla mücadelede temel yapı olduğunu kavratmasıydı; aksi halde ben bu küçücük organlarla, ip gibi olan spinal sinirlerle uğraşmazdım.
Almanya da bizim gibi nöralterapi eğitiminde olan Alman meslektaşlarımızı görmek de ilginçti. Nöralterapinin anavatanında en az Alman meslektaşlarımız kadar nöralterapiye ilgili olduğumuzu fark ettim. Greifswald'da daha birçok şeyden bahsedilebilir ama ben son olarak siyah biranın tadının özel olduğunu söyleyebilirim.
Dr. Şükrü Güçbey
Fizik Tedavi Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM HEPİMİZE ÇOK ŞEYLER KAZANDIRDI
Şubat ayındaki Sempozyum bilimsel içeriği dolu dolu, teorik ve pratik uygulamaları ile bilgi ve yeni bakış açısı kazandıran özellikteydi. Anatomi laboratuarında kesitleri görmek enjeksiyon yaptığımız alanları ve enjeksiyon tekniklerini görerek anlamak ve kesitlerin başında iken ders dinlemek çok öğreticiydi. Ben katılmaktan çok mutluluk duydum. Ve nöralterapiye başlayan arkadaşlarıma mutlaka tavsiye ediyorum. Geri dönüp baktığımda nöralterapi eğitimlerimin başında keşke gitseymişim diyorum. Çünkü aslında nöralterapi eğitimlerinin başında ve eğitimi tamamladıktan sonra bir kez daha mutlaka gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sempozyumda Seyhan arkadaşımın akıllı ve sevimli kızı Zehra '' Hüseyin Hoca'nın sizin için yaptıklarını anlıyor musunuz? Onun sayesinde buradasınız ve hanginize iyileştirmek için nöralterapi yapmadı ki...'' dedi. Haklısın Zehra, Hüseyin Hocam hepimize çok şeyler kazandırdı ve yaşamımıza yardım elini uzatarak her birimize ve ailelerimizin yaşamlarına sağlık ve güzellikler kattı. Ayrıca bu bilimsel atmosferi yaşamamıza vesile oldu. Sayın Hüseyin Hocam “Beni ve ailemi nöralterapi ailesine dahil ettiğin ve yaşamlarımıza kattığın tüm güzellikler için sana minnettarım.”
Her zaman söylediğim gibi nöralterapi ailesinin bir parçası olmaktan çok mutluluk duyuyorum. Bu ailede çok emeği olan Sevgili Demet'e, Tijen'lere, Neslihan ve Hasan'a ve sempozyum boyunca güzel paylaşımlar yaşadığım sevgili arkadaşım Seyhan'a, kızı Zehra'ya, Cüneyt arkadaşım, güzel eşi ve kızına sevgilerimi sunuyorum.
Dr. Ülkü Sarpkaya
Fizik Tedavi Uzmanı
YILLARCA ÇEKTİĞİM MİGREN NÖRALTERAPİYLE TANIŞMAM İÇİN BİR SEBEPMİŞ
Nöralterapiyle ilgili her eğitim dönüşünde kendimi daha dolu, daha zinde daha enerjik, öğrenme aşkıyla coşmuş hissediyorum. Bir o kadar da öğrenmem gerekenlerin çokluğuyla panikliyorum. Greifswald dönüşünde de aynı şeyler oldu. Greifswald sempozyumu her şeyiyle çok güzeldi, yıllardır unuttuğum, kadavra salonlarının içimi yakan kokusu, bizim anatomi salonlarımız da böyle olsa özentim, herkesin öğrenmek ve öğretmek konusundaki çabası, sunumlar, hocamızın sunumları özetleyişi, dönüş yolundaki samimi paylaşımlar, gözümüze biriken yaşlar...
En başta Hüseyin Hocama çok teşekkür ediyorum. Bizlere bir ekip anlayışıyla destek olan Demet Erdoğan’a, Hasan Doğan’a, Tijen'lere (Acarkan&Dürer), eğitimimize bir şekilde katkısı olan herkese çok çok teşekkür ediyorum…
Yıllarca çektiğim migren ağrıları bana bir cezamıdır diye düşündüğüm zamanlar olmuştu. Oysa nöralterapiyle tanışmam için bir sebepmiş. Ve nöralterapi birinci kur ilk ders...
Bu ilk ders benim hayatımda, hekimliğimde çok şey değiştirdi, arkası da geldi sonraki zamanlarda. Şu anda istediğim düzeyde uygulama alanı bulamasam da, benim hastaya ve hastalıklara bakışımı derinleştiren, önceden göremediklerimi görmemi sağlayan adeta hekimliği yeniden keşfedip daha bir sevmemi sağlayan bir sürecin başlangıcı oldu nöralterapi ve hocam Hüseyin NAZLIKUL. Zekasına, bilgisine ve enerjisine büyük saygı ve hayranlık duyduğum Hüseyin Hocamın anlattığı her şey yeni ufuklar açıyor bende.
Daha önce hiç önemsemediğim, hatta belki varlığını bile unuttuğum bağ dokusuna bağımlı oldum desem yeridir. Sevgili hocam, iyi ki varsınız, iyi ki sizinle tanışmışım.
Dr. Vildan Gezer
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
ANATOMİK YAPILARI 3 BOYUTLU GÖRMEK GANGLİYON ENJEKSİYONLARI İÇİN ÇOK ÖĞRETİCİ OLDU!
Greifswald benim Almanya’ya ilk gidişimdi. Orada anatomik yapıları 3 boyutlu görmek, özellikle gangliyon enjeksiyonları için çok öğretici oldu. Değişik bir kültürle tanışmış oldum. Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL bizlere kadavralar üzerinde çok iyi anlattı. Diğer eğitimcilerimizde çok yardımcı oldular. Kendime güvenim arttı. Hans Barop ve Lorens Fischer çok candan davrandılar. Tamamlayıcı tıp kitaplarının çoğunda gördüğüm için Almanca öğrenmeye karar verdim. Organizasyonda emeği geçen ve bizlere yardımcı olan Dr. Tijen ACARKAN, Dr Demet ERDOĞAN, Dr Neslihan ÖZKAN, Dr Hasan DOĞAN, Dr Tijen DÜRER’e teşekkür ediyorum. İleride imkan olursa yine gitmeyi çok isterim.
Dr. Yavuz Erol
Dahiliye Uzmanı
28.ŞUBAT 2011 TARIHINDE GREIFSWALD’DE YAYINLANAN GÜNLÜK GAZETE YAZISININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR
Türk Hekimleri İleri Eğitim (Geliştirme Eğitimi) için Ryck’deler (Ryck: Baltık Denizine Açılan Greifswald içinde geçen bir Irmak adıdır)
Greifswald – farklı uzmanlık alanlarından 39 Türk Hekimi ileri eğitim için Greifswald’ta misafirler. Geliş nedenleri Ernst Moritz Arndt Üniversitesi Anatomi ve Sellüler Biyoloji ABD Ensitüsünde Alman tıp doktorları ile birlikte kadavralar üzerinde gerçekleştirilen bir seminerdir. Programda Nöralterapi var; nöralterapi şifa amaçlı lokal anestezik maddeler enjekte edilerek farklı hastalıkların tedavinde kullanılan bir metot olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Karlhans Endlich “Uygulamada kullanılan iğneler oldukça uzun“ diyor. “Bu iğnelerin uygulama esnasında hangi yapılar içinden geçtiğini burada (bu eğitimle) bire bir kadavralar üzerinde gösteriyor ve uygulamalar doğru yapılmasını öğretiyoruz.“
Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul insan üzerinde yapmış olduğumuz uygulamaların etkinliği için de bu tarz eğitimlerin çok önemli olduğunu söylemekle birlikte şöyle devam ediyor. Nazlıkul: Ben Greifswald’e kendim üçüncü kez ve öğrencilerimle birlikte ikinci kez geldim. Günlük klinik yoğunluğumuzda hastalıkların oluşma nedenlerini unutabiliyoruz bu tarz eğitimleri hastalıkların oluş mekanizmalarının kavranmasından çok önemli buluyorum.”
Greifswald Tıp Fakültesi’nde bu tarz eğitim ve uygulamalar başarıyla uygulanmakta. Seminerin bir kısmında Türk hekimleri için anında çevri yapılıyor. Nazlıkul çevirilerin uzun zaman aldığını ancak anlaşılması için gerekli olduğunun altını çiziyor. Sonuç olarak “Nazlıkul: Biz buradan sadece yapıların ve sinirlerin nerelerden geçtiğini görmüyor aynı zamanda en az komplikasyonla daha etkin tedavi yapabilmeyi gözlemleme ve öğretme imkânı edinmiş oluyoruz.”
J. Pabst
Dört gün süren Sempozyumun ilk iki günü sadece biz Türk nöralterapistleri içindi. Hocamız tüm sunumları hiç yorulmak bilmeden Türkçe’ye çevirdi bizler için. Her günün programı önce sunumlar, ardından kadavra başında enjeksiyonu yaptığımız her yapının üç boyutlu incelenmesi ve sonrasında da nöralterapinin duayenleri ile beraber workshop uygulamaları ile doluydu. Yine her an bilgi doluydu, bilim doluydu. Zaten 1456 yıllında kurulmuş olan 555 yıllık tarih kokan ancak ve orijinaline sadık şekilde korunmuş Ernst Armt Moritz tıp fakültesinin taş binasının yüksek basamaklı amfisinde, Sobotta’nın kurucusu olduğu anatomi kürsüsünde ve hazırlamış olduğu preparatların arasında olmak bile yeterince etkileyiciydi.
Tam 40 doktorduk. Hepimizin hayatına anlamlı bir yön veren nöralterapi hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, Türkiye’de eğitim verdiği 40 doktoru götürdü Almanya’ya. Ancak aramızda başka akademisyenler de vardı; Fizik tedavi profesörü Dr. Cihan Aksoy; Nöroşirurji uzmanı Dr. Aybars Akkor; Anatomi doçenti Dr. Alper Atasever de bizlerleydi. Öyle görünüyor ki Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, eğitim verdiği 400’ün üzerinde Türk hekimi ve Almanya’da yanımızda olamayan daha nice Türk akademisyeni hep beraber, nöralterapiyi Türkiye’de de hak ettiği yere bu ve benzeri öz verili çalışmalarla çok yakın zamanda getireceğiz.
Greifswald Sempozyumu’nun bu seneki konusu bağ dokusu idi. Gerek Ernst Armt Moritz Tıp Fakültesi Anatomi ABD Başkanı Prof. Karlhans Endlich, anatomist Prof. Dr. Jürgen Giebel, Prof. Dr. Thomas Koppe, Prof. Hans Barop, Prof. Dr. Lorenz Fischer hepsi bağ dokusunun vejetatif sinir sistemi bütünlüğünü, bedensel reaksiyonları esas oluş yerinin bağ dokusu olduğunu ve bu temel bilginin klinik ile bağlantılarını anlattılar. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul Ankilozan Spondilit ve Torakal Blokaj konularını anlatarak yine tüm klinisyenler yepyeni bakış açısı kazandırdı. Romatoid Artrit, Morbus Chrone, Skleroderma ve Ağrının Sempatik Sistemdeki Yeri de anlatılan diğer konulardandı.
Aynı hocalar diseksiyon salonlarında anatomik oluşumları, enjeksiyon yaparken hangi oluşumların içinden geçtiğimizi ve nöralterapi açısından önemli olan sinir, gangliyon ve pleksuslara nasıl ulaşabileceğimizi ve en doğru girişimin nasıl yapılacağını gözlerimizin önüne serdiler.
Ben bu vesileyle sayın hocamız Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul’a Greifswald üniversitesinde birkaçını saydığım akademisyenlerin arasında “Bağ Dokusu” adlı sunumu yapmama izin ve fırsat verdiği, uluslararası bir sempozyumda bu kadar özel bir camiada bir Türk hekim olarak sunum yapabilmenin haklı gururunu yaşattığı için sonsuz teşekkür ediyorum.
Dr. Tijen ACARKAN
Bilimsel Tamamlayıcı ve Regülasyon Tıbbı Dernek Bşk.
GREİFSWALD SEMPOZYUMU: KADAVRA DESTEKLİ NÖRALTERAPİ ZİYAFETİ
Yıl boyunca beklediğimiz “Greifswald Sempozyumuna” nihayet kavuştuk. Küçük bir Avrupa şehrinden beklenmeyecek büyüklükte bir bilimsel organizasyonla karşılaştık. Organizasyonun ve Türkiye’den katılımcıların önderi saygıdeğer hocamız Hüseyin NAZLIKUL’un özverili çabalarıyla (sunumları, çevirileri ve sorularıyla) sempozyum, nöralterapi hekimleri için tam bir bilim ziyafetine dönüştü. Sempozyuma, Nazlıkul ve ekibi bilimselliği, ilgisi ve katılımcılığı ile damgasını vurdu. Özellikle Almanca slayt ve Türkçe sunuları ile biz Türkiye’den gelen nöralterapistlere ne kadar değer verdiğini gözler önüne serdi. Bizim bu kadar uzaktaki bir sempozyumda hiç yabancılık çekmeden aktif katılımımızı sağladı, özgüvenimizi arttırdı.
Anatomi kürsüsünde gördüğümüz eğitim kadavraları o kadar itina ile seçilip düzenleşmişti ki, bunun için bu kürsü başkanı ve değerli çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bunu sağlayan da galiba işlerinde çok titiz davranan sevgili hocamıza borçluyuz diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Daha önce de yurtiçi-yurtdışı kadavra ve taze kadavra eğitimleri almış bir hekim olarak, hazırlanmış preparatlardan çok yararlanmış olduğumu söylemek istiyorum. Özellikle nöralterapi gözüyle hazırlanmış preparatlar zihnimizde çok başarılı üç boyutlu görüntüler oluşturdu.
Yapılan nöralterapi pratik uygulamalarında dünyadaki değerli nöralterapi eğitimcilerinin yaklaşımlarını görme fırsatı da yakaladık. Gördük ki Hüseyin hocamız dünyadaki nöralterapi eğitimcilerinden çok daha geniş bakış açılarına sahip. Bu nöralterapi eğitimini Hüseyin NAZLIKUL’dan alan bir hekim olarak benim onurlanmamı sağlamıştır. Uygulamalarımızla, eğitimimizle bunun verildiğini, bakış açılarımızın genişliğini hissetmek yüreğimde ve beynimde mükemmel duygular oluşturdu, gururumu okşadı.
Türkiye’den katılımcı nöralterapistlerin ilgisi hiç şüphesiz diğer ülkelerden katılımcıları da oldukça etkiledi. Bu katılım ve ilginin temelinde tabiî ki saygıdeğer hocamızın taşıdığı bilim meşalesinin ışıkları vardı. Ülkemizden katılan nöralterapiye gönül vermiş değerli hekim arkadaşlarımızın nöralterapi eğitimine verdikleri önem takdire şayan bir durum oluşturdu. Eğitim saatleri uzayarak devam etti. Katılan nöralterapi uygulayan hekimlerimizin NAZLIKUL hocamızın sadece bilimselliğinden değil “bilimi paylaşma” heyecanından da çok etkilenmiş olduğunu gördüm. Tüm arkadaşlarımızın sempozyum dışındaki zamanlarda da birbiri ile hastalarını nöralterapi yönüyle paylaştığını tartıştığını, heyecanlı konuşmalarını keyifle izledim. Bu bağlamda hocamızın öğrencilerine verdiği bu güzel davranış biçimiyle de örnek teşkil ediyor olması anlamlıydı. Buradan çıkarttığım sonuç, bu camianın artık hastalarını konuşması yerine bilimsel platformda tartışılacak düzeyde bilimsel makalelerle yayınlar çıkarması gereğidir. Bu boyutta hocamıza olan teşekkür borcumuzu ödeyebileceğimizi düşünüyorum. Ben de bilimi paylaşabilen, her zaman birbirine nezaketle itinalı davranan böyle bir camianın içinde olmaktan gurur duyuyorum.
Bir Greifswald sempozyumu daha başarıyla gerçekleştirildi, emeği geçen organizasyon komitesi üyelerinin eline sağlık. Bir organizasyon eklemesi ile başkent Berlin şehir turu da yapmak iyi gelirdi, Almanya’dan panoramik fotoğraflarımız olurdu. Bütün sempozyum gecelerini çok keyifle paylaştığım ve eğlendiğim değerli arkadaşlarımı da sevgiyle kucaklıyorum.
Bu yazı vesilesi ile bir ön duyuru yaparak, bu çok değerli Nöralterapi camiasını Eylül 2011 yaz sempozyumunda Gaziantep’te görmekten, ağırlamaktan büyük mutluluk ve gurur duyacağımızı belirtmek isterim.
Dr. Mustafa Karakan
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM İYİ Kİ VARSINIZ! SİZE BİNLERCE TEŞEKKÜRLER…
Güzel şehir Greisfwald'ta muhteşem bir 4 gün geçirdik. Hem eğitim, hem de güzel bir tatil oldu. Çalıştığımız kliniklere güzel bir enerjiyle döndük. Kongrenin sloganı sevgili Tijen sayesinde ''Yok, tamam tamam!''dı. Gerçekten de her eğitim sonrasında daha çok öğrenmem
gereken şey var diye dönüyorum. Geldiğim noktaya baktığım zaman ise epey bir yol kat ettiğimin de farkındayım. Almanya'da fizik tedavinin ileride ve bizden çok farklı yaklaşımın olduğunu yıllar önce duymuştum. ''Nasıl eğitim alırım?'' diye düşünüyordum. Benim için
imkansız olan eğitim şu an çok yakınımda ve üstelik oranın önde gelen otörlerinden birinden, Hüseyin Nazlıkul'dan eğitim alıyorum. Allah'a binlerce kez şükrediyorum.
Ayrıca eğitim alan kişiler arasında çok güzel bir iletişim var. Herkes birbirini motive etmeye çalışıyor, deneyimlerini paylaşıyor. Çok güzel bir grup olduğumuzu düşünüyorum. Başta Hans Barop ve Lorenz Fischer olmak üzere tüm eğitmenlere de teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Bizden güleryüzlerini ve bilgilerini esirgemedikleri için.
Benim sloganım da ''Hüseyin Hocam iyi ki varsınız! Size binlerce teşekkürler.”
Dr. Diğdem ÖZSÜLLÜ
Fizik Tedavi Uzmanı
BİLGİ, PAYLAŞIM, ÖĞRETME HEVESİ, ÖĞRENME ÇABASI, DOSTLUK, AKADEMİK YAKLAŞIM, MÜKEMMEL ANATOMİK DİSEKSİYONLAR… İYİ Kİ GREİFSWALD’A GİDEBİLDİK!
Şubat ayı, gerçekten soğuk! Gaziantep soğuk, İstanbul soğuk! Herhalde Almanya’nın kuzey bölgesi daha soğuktur diye düşündüm. Uzun bir seyahat olacaktı. Daha önce katıldığım birçok kadavra çalışmaları ve eğitimler olmuştu. Ancak bu sefer daha farklı hissediyordum, zira bütün ekip hep beraber buluşup bir arada gidilecekti. Ailesi ile gelenler, çocuğu ile katılanlar kısacası herkes yeni bir şeyler öğrenmeye, bilgi paylaşımına ve dostluğa doğru gidiliyordu. İstanbul’da alınan eğitimlerde paylaşılan dostluklar burada daha da pekişecek ve nöralterapi camiasının usta isimleri izlenecek, farklı bakış açıları ve yöntemlerden herkes bir şeyler kapmaya çalışacaktı. Evet, gitmeden önceki duygu ve düşüncelerim bunlardı.
Gerçekten bunlardan fazlası vardı; bilgi, paylaşım, öğretme hevesi, öğrenme çabası, dostluk, akademik yaklaşım, mükemmel anatomik diseksiyonlar, bu camianın önde gelen büyük ancak son derece mütevazi hocalarının öğretme ve açıklıkla bilgi paylaşımı çabaları vardı. En önemlisi dostluk ve beraberlik vardı. Bütün bunlar şiddetli soğuğu unutturdu. Akşamları bu tarihi küçük kentte masalar birleştiriliyor sohbetler nöralterapi üzerine, ortam sıcak. Bilimsel toplantılarda Almanca bilmediğim için hayıflanıyorum. Ancak imdadımıza yine baş eğitmenimiz Hüseyin NAZLIKUL yetişiyor; çeviriler, katkılar ile yoğun programı takip edebilmemizi sağlıyordu. Bu organizasyon için çok emek sarf edilmişti doğrusu, başta Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. Greifswald uzak, Şubat ayı soğuk, dostluklar ve paylaşımlar sıcak. Greifswald’a gidebildik(!), iyi ki hep beraber gidebildik…
Sevgilerle…
Dr. M.Ali Elmacıoğlu
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı
NÖRALTERAPİ İLE BİLİMSELLİĞE YAPILAN YOLCULUK
Merakla ve heyecanla beklediğim Greifswald Sempozyum’u geride kaldı. Bilgiyle dopdolu muhteşem bir dört gün geçirdik. Yolculuğun başından itibaren Hüseyin Hoca’nın muhteşem kişiliğini bir kez daha görme fırsatını yakaladım. Her türlü engele rağmen öğretmenin onun hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığına bir kez daha şahit oldum. Bize yeni bir şeyler anlatmak, bilgi dağarcığımızı daha da genişletmek adına dili Almanca olan bir sempozyumda Türkçe sunum yapacak kadar uluslararası Nöralterapi camiasında sözü geçen biri olduğunu gördüm. Uluslar arası bilim adamlarından Hüseyin Hoca’ya hem sevgi hem saygı vardı!
Üniversite yıllarında anatomi en sevdiğim derslerden biriydi. O anları tekrar yaşamak çok hoş bir duyguydu. Anatomi diseksiyon salonlarında, teorik olarak gördüğümüz derin enjeksiyonları nereye yaptığımızı üç boyutlu ve gerçek insan kesitlerinde görmek çok heyecan vericiydi. Yaparken endişe duyduğumuz bazı enjeksiyonlarda ne kadar haklı olduğumuzu Hocamızın bize devamlı tekrarladığı “nöroanatomiye hâkim olmanız gerekli” sözünün ne kadar doğru olduğunu görerek bir kere daha anladık.
Armin Reimer’den, Lorenz Fischer’den, Hans Barop’tan ve adını sayamadığım nöralterapi otörlerinden hem ders dinlemek hem de pratiğe yönelik bilgi edinmek heyecan vericiydi. Hans Barop’un anlatımıyla ağız mukozasının yapısı, nöralterapideki yeri, mikroskobik olarak histolojiye bir yolculuk yaptırdı. Sunumlar sırasında Cihan Hoca’nın kafamızda olup ta soramadığımız, tam cümlelere dökemediğimiz soruları net bir şekilde dile getirip aydınlanmamızı sağlaması ayrıca çok iyi oldu. Dört gün boyunca tüm sunumları ilgiyle dinledim, her birinde farklı bilgiler edindim. Tekrar amfi sıralarında hem de 500 yıllık bir üniversitenin amfisinde olmak farklı bir heyecandı, üniversite yıllarının heyecanı, coşkusu vardı.
Ostsee kıyısını da anlatmak gerek, şehre 10 dakika mesafede olan donmuş denizi görmek biz Akdenizliler için farklı bir deneyimdi. Hava çok soğuktu ama bizim kalplerimizdeki sıcaklık sayesinde güzel bir gezi oldu. Kırk kişi hiçbir problem yaşamadan gittik ve geldik. Bunda başımızdaki Hüseyin Hoca’nın vericiliği, bütünleştiriciliğinin etkisi var. Hocamız sayesinde nöralterapistler birbirini kollayan bilgiyi paylaşan farklı olarak bir grup…
Böyle yurt dışı bir organizasyonu yapmak çok kolay bir iş değil. Kırk kişinin ulaşımı, konaklaması, kongre katılımı vs. Başta Hüseyin Hoca, Tijen, Demet emeği geçen herkese çok teşekkürler. Greifswald mutlaka gidilmesi gereken bir sempozyum, çok ama çok farklı heyecanlar yaşanıyor.
Dr. Ayşe KAYA
Fizik Tedavi Uzmanı
İBREMİZE 5 DERECE FAZLA AÇI VERİNCE İSTEDİĞİMİZ YERE ULAŞMADIĞIMIZI FARK ETTİK.
Greifswald’daki sempozyuma giderken öğrenciliğimdeki gibi didik didik edilmiş bir iki kadavra ile karşılaşacağımı, bunun üzerinde hiçbir yeri net göremeyeceğimi düşünüyordum. Ancak gördüm ki, anatomi kürsüsü öyle donanımlı ki görmek istediğimiz yerin birçok farklı kesitleri hazır halde mevcut. Nereye enjeksiyon yaptığımızı ne kadar ince yerlerden geçtiğimizi gördük. İbremize 5 derece fazla açı verince istediğimiz yere ulaşmadığımızı fark ettik. Ancak lokalizasyon konusunda aldığımız bilgiler bize cesaret de verdi. Bundan sonraki çalışmalarıma daha şevkle devam edeceğim konusunda hiçbir şüphe yok!
Dr. Begüm Gündoğmuş
Fizik Tedavi Uzmanı
HANGİ DOKULARDAN GEÇİLDİĞİNİ ÜÇ BOYUTLU GÖRMEK ÇOK ÖĞRETİCİYDİ
Greifswald sempozyumu benim için önemli idi. Heyecanla bekledim. Ben okuldan mezun olalı 24 yıl olmuş. Diş hekimi olduğum için ben hiç bu kadar ayrıntılı kadavra ile karşılaşmamıştım. Ufkum açıldı. Nereye nasıl yaklaşıldığını, hangi dokulardan geçildiğini üç boyutlu görmek çok öğretici oldu.
Yıllar önce heykelle uğraşırken Paris’e gidip Rodin’in heykellerini gördükten sonra elim açılmıştı, daha farklı çalışır olmuştum. Yaratıcılığım artmış, bakış açım değişmişti. Şimdi de aynı şeyi hissediyorum. Cesaretim arttı. Sadece kadavra anatomi değil, tabii ki sunumlar da çok önemliydi. Dolu dolu bir sempozyumdu. Yeni bilgiler öğrendik. Hocamızın son gün Almanlara yapacağı kendi sunumunu onlara yazılı olarak almanca dağıtıp, tüm salona Türkçe anlatması bizim için çok anlamlı oldu.
40 kişi gitmiştik, çok güzel bir ahenk vardı. Gurupta başka hocalarımız da vardı; Aybars Akkor, gazetede bizden sempozyumdan bahsetmiş, Alper Atasever Koç Üniversitesi Anotomi kürsüsünden ve tabii ki Cihan Hoca’nın renkli kişiliği ile ayrı katkısı oldu. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Çeviriler için de teşekkür ediyorum. Guruptan Dr. Ayşe hanım, sokakta, havaalanında, restoranda her yerde itiraz etmeden çevirileri ile bize yardım etti sayesinde yabancılık çekmedik. Demet hanım da çevirileri ile bizleri destekledi. Çok iyi ağırlandık. Bu imkanı sunduğu için hocamız, Hüseyin Nazlıkul'a çok teşekkürler.
Yeni toplantılarda görüşmek dileğimle.
Dt. Elvan R. Aral
FARKLI LİSANLAR AYNI AMAÇLARA, UZAK MESAFELER YAKIN İNSANLARA, KÜÇÜK BİR KASABA AMA BÜYÜK BİR BİLİM MERKEZİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞTI
Anatomi diseksiyonlarının sempatik bir konu haline gelmesi tahmin edeceğim bir şey değildi. Üstelik üniversite yıllarından sonra tekrar ilgileneceğimi ve hatta bu nedenle tutup Almanya’ya gideceğimi ise hiç düşünmezdim. Ama anatomik kesitler üzerinde çalışmak ve üç boyutlu olarak görerek uygulamalar yapmak nöralterapistler için olmazsa olmaz. Belki de sadece nöraterpistler değil tüm hekimler için üniversite sonrası yapılması gereken bir çalışma. Ayrıca eğer bu çalışmayı bir de tarihi bir derinlik ve bilimsel bir atmosferde yapma imkanı varsa o zaman gerçekten çok değerli. Eğer anatomi dediğimizde ilk aklınıza gelen Sobotta Atlası ise işte o atlası hediye eden Alman anatomist Sobotta’nın da orijinal kesitlerinin bulunduğu yer Greifswald Anatomi kürsüsü yani olayın merkezi! O nedenle böyle bir bilim adamının yaşadığı yerde bulunmak ayrıcalık. Sadece bu değil, bu küçük kasabanın büyük bilim merkezi olarak hizmet eden Greifswald Üniversitesin’de Sobatta’nın takipçileri değerli bilim adamlarından dersler almak, tecrübe ve fikirlerinden yararlanmak ise başka bir ayrıcalık. Elbette bizim değerli nöralterapi hocalarımızdan ders ve uygulamalar açısından bolca yararlanmak başka bir ayrıcalık!
Farklı lisanlar ama aynı amaçlara, uzak mesafeler ama yakın insanlara, küçük bir kasaba ama büyük bir bilim merkezine az zamanda çok ve değerli bilgilere ulaşmak için bir fırsat yakaladık. Tamamlayıcı tıpta nöralterapi ne kadar önemli ise Greifswald Eğitimi de nöralterapinin tamamlanmasında o kadar önemli. Benim nöralterapi eğitimim ve hekimlik hayatım için çok değerli bir deneyimdi. Bu nedenle sevgili Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL’a, sevgili Dr. Demet ERDOĞAN’a, Dr. Tijen ACARKAN’a ve Dt. Tijen DÜRER’e destek ve aktarımları için çok teşekkür ediyorum.
Dr. Harika Tercan
GREİFSWALD SEMPOZYUMUNU YILLARCA BEKLEDİM
Anatomik temellerle Greifswald sempozyumunu yıllarca bekledim, 2008’dekini kaçırmıştım. Eksikliğini duyduğum bir eğitim olarak düşünüyordum, tek başına ulaşılamayan bir eğitimdi.
Guruptan ayrılmamalıydım rezervasyonlar biletlerin satın alınmasında hiç hata olmamalıydı. Yoksa bu yaşta macera olurdu. Hareket günü ve saati yaklaştıkça bir heyecandır ki sormayın
hava limanına ilk gelenlerdendim sonra uçuş ve transfer. Hep beraber olmanın huzuru... Üç saatlik yolculukta ormanlar ve bomboş yollar, buz tutmuş nehirler, hava -15 oC buz gibi. Hava soğuk ama inadına güneşli, arkamıza aldık güneşi kuzeye doğru uzun bir yolculuk. Sonunda Greifswald’a varış ve otele yerleşme arkadaşlarla tanışma!
24 Şubat; nihayet eğitim ve 41 sene sonra anatomi diseksiyon uygulamaları. Heyecanım dorukta! Ama bu kadavralar farklı ve çok iyi diseke edilmiş. Üç boyutlu yeri, derinliği, komşuluğu hepsi önümde! O gün ve sonraki günler eğitim mükemmeldi. Pratik nöralterapi uygulamaları da öyle… Dr. Hüseyin NAZLIKUL’un bizlere öğrettiği her şey için kendisine gerçekten teşekkürler. Dr. Demet, Dr. Tijen hanımlara emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Evden, işten, ülkenden çok uzaklarda bir derneğe ait olmanın bir cemiyetin aynı dili konuşan üyeleri olmanın ve sinerji yaratmanın ve o sinerjinin içinde kendini iyi hissetmenin güzelliği! Dört gün çok çabuk geçti hava çok soğuktu. Ama bizler kendi içimizdeki heyecan ve birlik duygusu ile sıcacıktık.
Yeni toplantılarda birlikte olmak dileğiyle...
Dr. Servet Ayrancı
NÖRALTERAPİNİN ANAVATANINDAYDIK
Greifswald Sempozyumu benim için, tıp eğitimimde, özel bir yere sahip oldu. Bunun nedeni Greifswald anatomi kürsüsünde bu güne kadar görmediğim kadavralardı. Servikal ve torakal bölgelerden transvers kesit yapılmış olan kadavralar özellikle ilgimi çekti. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yaparken hangi organların arasından geçtiğimizi ya da geçmemiz gerektiğini gerçek boyutlarıyla görüyordum. Çölyak Gangliyon’una enjeksiyon yapılırken böbreğe bu kadar yakın geçildiğini de düşünmemiştim (her ne kadar teoride böbreğin yakınından geçildiğini bilsem de!). Diğer ilgimi çeken kadavra da; medulla spinalis, cauda equina, spinal sinirler ve ligamentum denticulate’lerdi. O kocaman olan karaciğer, akciğer, kalp fazla ilgimi çekmemişti. Bunun nedeni herhalde NAZLIKUL Hocamızın eğitimlerimiz sırasında sinir sisteminin, vejetatif sinir siteminin homeostaziste, vücudun sağlığını sürdürmesinde ve hastalıklarla mücadelede temel yapı olduğunu kavratmasıydı; aksi halde ben bu küçücük organlarla, ip gibi olan spinal sinirlerle uğraşmazdım.
Almanya da bizim gibi nöralterapi eğitiminde olan Alman meslektaşlarımızı görmek de ilginçti. Nöralterapinin anavatanında en az Alman meslektaşlarımız kadar nöralterapiye ilgili olduğumuzu fark ettim. Greifswald'da daha birçok şeyden bahsedilebilir ama ben son olarak siyah biranın tadının özel olduğunu söyleyebilirim.
Dr. Şükrü Güçbey
Fizik Tedavi Uzmanı
HÜSEYİN HOCAM HEPİMİZE ÇOK ŞEYLER KAZANDIRDI
Şubat ayındaki Sempozyum bilimsel içeriği dolu dolu, teorik ve pratik uygulamaları ile bilgi ve yeni bakış açısı kazandıran özellikteydi. Anatomi laboratuarında kesitleri görmek enjeksiyon yaptığımız alanları ve enjeksiyon tekniklerini görerek anlamak ve kesitlerin başında iken ders dinlemek çok öğreticiydi. Ben katılmaktan çok mutluluk duydum. Ve nöralterapiye başlayan arkadaşlarıma mutlaka tavsiye ediyorum. Geri dönüp baktığımda nöralterapi eğitimlerimin başında keşke gitseymişim diyorum. Çünkü aslında nöralterapi eğitimlerinin başında ve eğitimi tamamladıktan sonra bir kez daha mutlaka gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sempozyumda Seyhan arkadaşımın akıllı ve sevimli kızı Zehra '' Hüseyin Hoca'nın sizin için yaptıklarını anlıyor musunuz? Onun sayesinde buradasınız ve hanginize iyileştirmek için nöralterapi yapmadı ki...'' dedi. Haklısın Zehra, Hüseyin Hocam hepimize çok şeyler kazandırdı ve yaşamımıza yardım elini uzatarak her birimize ve ailelerimizin yaşamlarına sağlık ve güzellikler kattı. Ayrıca bu bilimsel atmosferi yaşamamıza vesile oldu. Sayın Hüseyin Hocam “Beni ve ailemi nöralterapi ailesine dahil ettiğin ve yaşamlarımıza kattığın tüm güzellikler için sana minnettarım.”
Her zaman söylediğim gibi nöralterapi ailesinin bir parçası olmaktan çok mutluluk duyuyorum. Bu ailede çok emeği olan Sevgili Demet'e, Tijen'lere, Neslihan ve Hasan'a ve sempozyum boyunca güzel paylaşımlar yaşadığım sevgili arkadaşım Seyhan'a, kızı Zehra'ya, Cüneyt arkadaşım, güzel eşi ve kızına sevgilerimi sunuyorum.
Dr. Ülkü Sarpkaya
Fizik Tedavi Uzmanı
YILLARCA ÇEKTİĞİM MİGREN NÖRALTERAPİYLE TANIŞMAM İÇİN BİR SEBEPMİŞ
Nöralterapiyle ilgili her eğitim dönüşünde kendimi daha dolu, daha zinde daha enerjik, öğrenme aşkıyla coşmuş hissediyorum. Bir o kadar da öğrenmem gerekenlerin çokluğuyla panikliyorum. Greifswald dönüşünde de aynı şeyler oldu. Greifswald sempozyumu her şeyiyle çok güzeldi, yıllardır unuttuğum, kadavra salonlarının içimi yakan kokusu, bizim anatomi salonlarımız da böyle olsa özentim, herkesin öğrenmek ve öğretmek konusundaki çabası, sunumlar, hocamızın sunumları özetleyişi, dönüş yolundaki samimi paylaşımlar, gözümüze biriken yaşlar...
En başta Hüseyin Hocama çok teşekkür ediyorum. Bizlere bir ekip anlayışıyla destek olan Demet Erdoğan’a, Hasan Doğan’a, Tijen'lere (Acarkan&Dürer), eğitimimize bir şekilde katkısı olan herkese çok çok teşekkür ediyorum…
Yıllarca çektiğim migren ağrıları bana bir cezamıdır diye düşündüğüm zamanlar olmuştu. Oysa nöralterapiyle tanışmam için bir sebepmiş. Ve nöralterapi birinci kur ilk ders...
Bu ilk ders benim hayatımda, hekimliğimde çok şey değiştirdi, arkası da geldi sonraki zamanlarda. Şu anda istediğim düzeyde uygulama alanı bulamasam da, benim hastaya ve hastalıklara bakışımı derinleştiren, önceden göremediklerimi görmemi sağlayan adeta hekimliği yeniden keşfedip daha bir sevmemi sağlayan bir sürecin başlangıcı oldu nöralterapi ve hocam Hüseyin NAZLIKUL. Zekasına, bilgisine ve enerjisine büyük saygı ve hayranlık duyduğum Hüseyin Hocamın anlattığı her şey yeni ufuklar açıyor bende.
Daha önce hiç önemsemediğim, hatta belki varlığını bile unuttuğum bağ dokusuna bağımlı oldum desem yeridir. Sevgili hocam, iyi ki varsınız, iyi ki sizinle tanışmışım.
Dr. Vildan Gezer
Göğüs Hastalıkları Uzmanı
ANATOMİK YAPILARI 3 BOYUTLU GÖRMEK GANGLİYON ENJEKSİYONLARI İÇİN ÇOK ÖĞRETİCİ OLDU!
Greifswald benim Almanya’ya ilk gidişimdi. Orada anatomik yapıları 3 boyutlu görmek, özellikle gangliyon enjeksiyonları için çok öğretici oldu. Değişik bir kültürle tanışmış oldum. Hocamız Dr. Hüseyin NAZLIKUL bizlere kadavralar üzerinde çok iyi anlattı. Diğer eğitimcilerimizde çok yardımcı oldular. Kendime güvenim arttı. Hans Barop ve Lorens Fischer çok candan davrandılar. Tamamlayıcı tıp kitaplarının çoğunda gördüğüm için Almanca öğrenmeye karar verdim. Organizasyonda emeği geçen ve bizlere yardımcı olan Dr. Tijen ACARKAN, Dr Demet ERDOĞAN, Dr Neslihan ÖZKAN, Dr Hasan DOĞAN, Dr Tijen DÜRER’e teşekkür ediyorum. İleride imkan olursa yine gitmeyi çok isterim.
Dr. Yavuz Erol
Dahiliye Uzmanı
28.ŞUBAT 2011 TARIHINDE GREIFSWALD’DE YAYINLANAN GÜNLÜK GAZETE YAZISININ TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR
Thomas Koppe, Jürgen Giebel, Hüseyin Nazlikul ve Karlhans Endlich, boyun bölgesinde hazırlanmış bir anatomi preparatı ile.
Türk Hekimleri İleri Eğitim (Geliştirme Eğitimi) için Ryck’deler (Ryck: Baltık Denizine Açılan Greifswald içinde geçen bir Irmak adıdır)
Greifswald – farklı uzmanlık alanlarından 39 Türk Hekimi ileri eğitim için Greifswald’ta misafirler. Geliş nedenleri Ernst Moritz Arndt Üniversitesi Anatomi ve Sellüler Biyoloji ABD Ensitüsünde Alman tıp doktorları ile birlikte kadavralar üzerinde gerçekleştirilen bir seminerdir. Programda Nöralterapi var; nöralterapi şifa amaçlı lokal anestezik maddeler enjekte edilerek farklı hastalıkların tedavinde kullanılan bir metot olarak tanımlanıyor. Prof. Dr. Karlhans Endlich “Uygulamada kullanılan iğneler oldukça uzun“ diyor. “Bu iğnelerin uygulama esnasında hangi yapılar içinden geçtiğini burada (bu eğitimle) bire bir kadavralar üzerinde gösteriyor ve uygulamalar doğru yapılmasını öğretiyoruz.“
Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul insan üzerinde yapmış olduğumuz uygulamaların etkinliği için de bu tarz eğitimlerin çok önemli olduğunu söylemekle birlikte şöyle devam ediyor. Nazlıkul: Ben Greifswald’e kendim üçüncü kez ve öğrencilerimle birlikte ikinci kez geldim. Günlük klinik yoğunluğumuzda hastalıkların oluşma nedenlerini unutabiliyoruz bu tarz eğitimleri hastalıkların oluş mekanizmalarının kavranmasından çok önemli buluyorum.”
Greifswald Tıp Fakültesi’nde bu tarz eğitim ve uygulamalar başarıyla uygulanmakta. Seminerin bir kısmında Türk hekimleri için anında çevri yapılıyor. Nazlıkul çevirilerin uzun zaman aldığını ancak anlaşılması için gerekli olduğunun altını çiziyor. Sonuç olarak “Nazlıkul: Biz buradan sadece yapıların ve sinirlerin nerelerden geçtiğini görmüyor aynı zamanda en az komplikasyonla daha etkin tedavi yapabilmeyi gözlemleme ve öğretme imkânı edinmiş oluyoruz.”
J. Pabst